Ya Lafız Ya Safız Ya da
Tamamen Gafız Ya da Bir Rafız, Anladım Hafız
Yaşarken
ya bir lafız
ya laflar ile gönüller yapan bir safız (nefret kin haset
bilmeyen manasında,
hem de hakkın huzurunda safların içinde safız, hem de içine insanları katan
saflar içinde bir olan gayret içinde olan bir rafız) ya da baştan
başa
bir gafız ya da gönüllere
güzel duran bir rafız . Seçmek bizim elimizde kaderle alakası olsa da seçmeyi
vermiş
Yüce Rahman. İster
laf ol gönüllerde saf halinle
gez hafız, ya da sözlerle gönülleri kıran ol gaf üstüne gafla gaf sahibi ol
gafınla eninde sonunda çatla, ben demiyorum sonucu buna götürecek…
Başına buyruk yaşanılmaz, Rahman bir ölçü
vermiş
bak etrafına kendine bilirsin anlarsın, kerizliğe gerek yok diyorum
kendime, bunu çok düşündüm, gönlümde şafak
gibi aydınlık olan gönlümü güzel düşüncelerle
insanı sevmekle ona
varmakla bir selamla aydınlatmak
varken, kaçmaya yıkmaya hiç gerek yok, karanlıkta ne diye kalayım ki kimin için
nefsim şeytanın veya üç kuruşluk
değersiz
insanların bir sözü ile birkaç dolar için mi? Değmez vallahide değmez,
Rabbim beni bizleri uzak etsin karanlıklardan, aydınlıklara varanlardan
eylesin, gerçi seçim bize verilmiş, o zaman sorumlu olan benim, başka
söze gerek yok Rabbimden
başkasından da umut yok…
Umuda dair gönlümde ki deryayı sizlerle gezmek varken, neden karanlık suratsız
insanları hak etmeyenleri gezdirterek harap edeyim ki Rabbim sen yardımını esirgeme
inşallah…
Binlerce cümle okurken,
bazen anlamadığım anlarda bir cümle “aşk”
her şeyi” sevmek” ise tüm
alemi aydınlatıyor gönlümler beraber, böylesi sonsuz hazine kapısı varken, birkaç
namerdin üç günlük kendi çıkarı için onunla olmama sonrasında, kıçıma tekmeyi
vurarak def etmesine nasıl izin verebiliriz ki, Rabbim esirgesin. Şifam
umudum Rabbime duamla varmak, onunla olmak hatamla acizliğimle
yalvarmak cümlemiz
için, başka
neyim var ki? Tüm kapılara sürgü çekin diyenler kim ki gönüldeki bahçelerin
çiçeklerin koktuğu gönül kapısını kapatın diyor ki, vereceği
birkaç kuruş
dolar sonrasına
kıça vurulacak tekme ve
sonunda kalacak olan viranelik için mi? Rabbim sen esirge bizleri, Rahmetinle mutlak
güç ve kudretinle. Budur tüm derdim içimizde çıksa da niyeti bozuklar, yıkılmasın
isterim dostluklar.
Seyyah bir gezginim,
gönül diyarlarında gezen garip halimle Rabbim benimleyken gariplik mi kalır?
Yüreğimde
sizlere bakınca,
aşkın parıltısını görürken azıcık
saklamanız biraz garibime gidiyor…
Mertebemiz hidayetin
sancağına varmaya ulaşmış iken, geri dönmek zulümdür
anladım hafız, güzel bir lafız, gaf dersen dilimiz sürtse de anında özür
dileriz, insanız hatamızı biliriz…
Laflarımla sizleri
kelebeklerin kanatlarında uçurtmasam da aşkla olunca insan gerçekten uçuyor,
sevindir karşındakini buna şahit
olacaksın, bakışıyla sarışıyla…
Aşarak
çıkamadığım merdivenler yollar
olsa da nasip olduğu kadardır, gayem çabam kadardır gerisini zaten
her şeyi
bildiren ve bildirten Rabbim bilir. Rahmet öncesi nasıl bulutlar kararıp
ardında rahmeti taşıyorsa
indiriyorsa, hüzünde böyledir az sabırla devam rahmet deva şifa
içindedir rahmetiyle
hep bildim hep şahit oldum, Rabbim sayesinde. Her nefesimizde
saklı aşkın güzel gönül okşayan
sözleri varken,
yakmayalım sözleri, ağlatmayalım gözleri anladım hafız anladım. Kopsa da yırtılsa da
gönül gömleği
ile düğmeleri,
aşkla
dikeriz bir daha yırtılmaz.
Bir nokta ile bir
noktaya varmak gönülde varsa o noktaya Gönül’e varmak lazım, yoldakiler zora
soksa da yolda nefreti ile dursa da birileri, ezer geçeriz imanla çok şükür yollar yokuş
olsa da sen çıkmazsan ben çıkmazsam kimler çıkacak? Anlamsız yaşamanın kıblesi yoktur olamaz
bildim hafız…
Mehmet Aluç