Aşkın Türküsü ve Şiiri
Gönül içinde aşk dolu kelimelerle duygu ve hislerle gezeni
gözünde yanağındaki gamzesinde açan güllerden tanıyorum ve zevkle gülümseyerek
seyrediyorum, aşkla cennet gülleri arasında gezinirken bu bambaşka tarifi zor
olan bir duygu ve hisler yumağında deryasında denizinde. Aşkın, gönülle beyinde
çıkar adına ne varsa sildiği, sadece sevmek gerektiğini hatırlatan anlarla
gezenleri mutlaka görüyorum, sevinç içinde hayranlıkla izliyorum, izlettiren
tattıran hissettiren rabbime bin şükür. Aştan önce, benim kurallarım vardır
diyen dünya için çıkar savaşı verenin, kurallarını alt üst eden yok eden aşk, sadece
gülümsetmeyle dolaştırması muazzam bir duygu ve his. Daima uyumsuzlukla dolu
hayatını, uyumlu ve düzenli bir amaç uğruna yaşanılır kılan, aşkı veren Rabbime
binlerce şükür, bu duygu ve hislerle gönlü anı zamanı geleceğe doğru giden ve
son bulan, hayattan sonraki sonsuz hayatı cennet bahçelerinde güller arasında
dolaşmak için fırsatı sunan, Rabbime ne kadar şükürler etsem azdır.
Havalanma gönül çıkma havaya
Yokla aslın yokla turâb değil mi
Ceht eyle varasın Gâni Mevlâya
Döner dünyâ sonu harâb değil mi
Nefse uyan murâdına eremez
Kuru dava ile kalbin silemez
Bir kulun rızkını bir şâh veremez
Rızkı veren ancak Yârâb değil mi
Mürşittir müridi merdâne eden
Sevdâdır yiğidi pervâne eden
Ey efendim beni divâne eden
Erenler verdiği şarab değil mi
Sümmânî nefsine hava geçirme
Yüze gülüp dosta zehir içirme
Başka lisan ile ömrün geçirme
Ahir lisânımız arâb değil mi
Aşık Sümmani
İşte aşkla dolaşan bir sevgili, aşk dolu kelimelerle
bakışlarla dans ederken aşkın türküsünü duymamak ve iştirak etmemek için ya ölü
olmalı beden hisler duygular ya da umursamaz sadece dünya çıkar peşinde kendini
kaybetmiş olmak gerek! Hayatı anlaşılır bir dille anlamayı sağlayan aşk, hayatı
doyasıya severek yaşatmanın kapısını açarak, bizi buyur ederken nasıl açılan
kapıdan içeriye girilmez ki? Bakışla sözle aşkı yaşamakla derin farkı fark
ediyorum hayran bakıyorum, hayran baktırtan Rabbime şükürler olsun…
El ele vermiş de gelen güzeller,
Tanrı selamını almaz mısınız?
Mevla’m sizi süs için mi yaratmış,
Siz gel demeyince gelmez misiniz?
Karadır kaşınız yaydan nic’olur,
Bugün dünya yarın ahret güç olur,
Bir gönül yapması yüz bin hac olur,
Siz gönül yapmasın bilmez misiniz?
Gurbete gidenler azığın alır,
Kimisi gider de kimisi kalır,
Kimi sevap için Kâbe'ye varır,
Kâbe kapınızda(gönlünüzde) bilmez misiniz?
Sümmani ‘yem ben derdi niderim,
Başım alır diyar diyar giderim.
Yarın mahşer günü dava ederim,
Siz mahşer yerine gelmez misiniz?
Aşık Sümmani
Kendi gönül toprağında aşkla çiçekler yetiştirmek kokusuyla
gezmek, kokusunu aleme serpmek her insana nasip olmaz, nasip ettiren Rabbime
bin şükür. Yazarken okurken bakarken hissettiren Rabbim buna vakıf oluyorum.
Aşkla insan anlaşılır olur, her anıyla hareketiyle gelişiyle oturuşuyla
bambaşkadır farklıdır ilk bakışta belli olur onunla olmanın huzuru,
güzelliğiyle olmak için binlerce engeli aşar yine de yanında olursun Rabbim
yardımıyla… Hayatı yaşarken bilinmez çıkar ilişkisinin dili yaşarken anlaşılmaz
iken aşkla anlaşılır olursun, sadece sevmek, vermek, paylaşmak, ulaşmaktır,
amacın bir gülümsetme bir mutlu etmek için, bu bitimsiz bir hazinedir, Rabbimden
gelen sonsuz alemde sonsuzluğa taşıyan…Bilgisayarın dili vardır bir çoktur
yazılması aylar sürebilir, oysa aşk bir Gönül’e girdimi anlıktır ve anında her
şeyi yükler. Oysa diğer dillerin bilgisayarın, önce bir veri tabanı, çalışma
zamanının tabanı, şablonu, biçim dosyası, ses, iş dosyası, işlem dosyası, değerler
dosyası, grafik ve biçim dosyası saymakla bitmez oysa aşk geldi mi girdimi Gönül’e
hepsini bir anda yazar, aşkın veri tabanı çalışma zaman tabanı, şablonu biçimi,
ses, iş, vefa, değer yeri gönüldür, gelir içine her şeyi dizayn eder hayretle
bakar şaşar kalırsın!
Ben de bu dünyaya üryan gelmişim
Benim bu dünyada yananım mı var
İstemem dünyanın dolusu malı
Hükmünü vermeye fermanım mı var
Eğer âşık isen maşukun getir
Eğer Ferhat isen Şirin’e yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim buna yeter kervanım mı var
Sümen’den yüz çevirdi mekkârlar (hileler, düzenbazlar)
Ağu oldu içtiğimiz şekerler
Güzel sevdi diye adım çekerler
Benim birden gayrı cananım mı var
Aşık Sümmani
Aşkla kalın sevmelerle kalın gülümsemelerle mutlu kalın
vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç