Hayatımızın Değişkenleri ve
Değiştiremediğimiz Eskilerimiz!
Aslında hayatımızın değişkenleri
bizi hayata bağlarken, biz kendi değişmeyenlerimizle bağlanmamaya çalışırken
çelişkiler yumağında kaybolarak, içinde kalmanın sancısını maalesef yaşıyoruz. Bırakalım
değişkenler neler yapacak hayatımızda bakalım görelim nasılsa onunda gitme
vakti gelecek… Sonuçta bu değişim ile gelen değişken olanlar illaki bize uyum
sağlamak zorunda olacak, biraz değişik bir açıyla, aslında bizim
değişmezlerimizle değişkenler birbirine çok yakın hatta akraba diyebiliriz. Soluğu
kesilince bizdeki değişmez dediklerimiz, yeni değişkenlerle yenilerle yer
değiştirmek zorunda, artık son nefesi gelmiş ve gitmek zorunda aslında. Biz hala
sen gitme lütfen kal diye ısrar ettikçe onun ölü bedenini yüreğimizde taşımakla,
yüreğimize yük yapmanın derdinde olduğumuzun farkında olmuyoruz. Bizde var olan
algoritma yani bir amaca ulaşmak için var olan yolu kullanmak yeni bir sokağa
girmek zorundayız çünkü yol bitti, yol değişken dediğim yeni bir yola çıkıyor
ve bize her ne kadar değişik gelse de bize ait bizden olan bu yoldan hoşumuza
gitmesek te yürümek zorundayız.
Oysa biz bizdeki değiştirmeye
korktuğumuz değiştirmek istemediğimiz duygu hisleri yabancısı olduğumuz bize
yakıştırılan uygunsuz sözlerin absürt veya saçmalığı diyelim değiştirmek
zorunda kalmaz isek, eskileri bizi bir çözüme yeni bir kapıya götürtemeyecek!
Sorunlardan kurtuldum derken bu değişkenlerin yabancılığı bizi korkuturken az
sakin olalım bakalım neleri getirmiş, yatıralım masaya az sohbet muhabbet bakış
açısıyla nasıl bakıyor illaki bize az dar veya büyük gelse de bizim için bu
yeni değişken dediğimiz duygu hisler yeni yaşlar çile keder falan filan işte…
Bize göre tasarlanmış tanınmış olan bu yenilikler dediğim değişken hisler
duygular insanlar yabancı gelse de bununla yaşamak zorundayız çünkü başka
ikinci yol bunun tam tersi bizi sancılar ıstıraplar içinde ölü duygu ve
hislerin cesedini taşımaktan başak bir yük getirmeyecektir ki!
Yeni başlangıçlar eskilerinden bizi
ayırsa da ayrılmak zor olsa da vakti gelmiştir ve gitmek zorundadır, sonu belli
olmayan değişkenler kümesi dediğim, yeni insanlar yeni bir mahalle sokak, kırık
sokak lambaları, tanımadığımız yeni yüzler çehreler falan filan bizi korkutsa
da hayır ben istemiyorum diye bağırmak zorunda bıraksa da sen bırakmazsan sende
ki değişmezler ölecek ve yok olacak, gitmeden önce yenileriyle sana yolda
arkadaşlık edecek olanları çağıran değişmezlerin, senin yararına olacak bir
adımı atman için yolda yalnızlık çekmemen için yeni dostları yeni çehresi ile
sana değişikliğin kapısını açacak sokakları önüne getirdi ve sana durma haydi
yürü diyor.
Alternatif başka yolların var
olması iyi olanın bir diğer kötülüğe çıkan onca yolların olması, elbette ki
bizim kabul edeceğimiz değişkenlerin parametresi ile vazgeçmeme lüksümüzü
ortadan kaldırarak bu yeni fırsatı değerlendirmemiz için biz e göz kırpacaktır.
Bir süre sonra alışma ile bize akıcı ve canlılık kazandıracak bu değişkenlerin
getirisi yolları kabullenme ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızın bir fırsat
kapısı olduğunu anlattığını anlayınca memnun olacağımızdan eminim çünkü aynı
dediklerim başıma geldi, kabullenerek ya da yeni gelenlerin içinde birkaç
suratı ekşi olanlara rağmen iyi bir seçim yaptığımızı bize gösterecektir.
Sendeki vazgeçemem inatlığı ya da olmaz
dediğin andaki direnme gücün aslında boşuna sende hoşnutluk içinde yanına
yaklaşmanı beklerken, çırpınmak sadece seni yoracak ve güçsüz bırakacaktır,
başıma çok geldi ondan biliyorum. Eski değişmezlerimizde kalan son kırıntı son
kısıtlı kaynağı şarjı bitmek üzere hemen yenisi ile değiştir şarj et, hepsi bu
kadar yenilenmekte güzeldir .O vazgeçilmez dediğin vazgeçilmezin değil, değişkenler
sokağına girdiğin anda değişkenlerle değiştirmen için sana o yolun başına kadar
arkadaş edecek olanlardır. Yenileri seni ters karşılayabilir, yakışmayan
sözleri söyleyebilir, çünkü o, senin gibi yüreği berrak temiz insanı bir anda
görünce, sen değişik bakış havan duygunla ona ters anlaşılmaz gelince haliyle
çirkefliğini ortaya dökecek, bırak kendi çirkefinde çırpınsın dursun, sen
değişkenlerinle yenilenme ile gülümseyerek yoluna devam et, kıskanalar çatlasın,
kıskananlar çatlasın vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç