GÜZELLiK dedigin… topraga belenmis, suya kanmis, isiga ve günese
boyanmis ölümün kundaginda sapasaglam kalmanin nasibiyle insan ve günyüzüne
cikabilen gayretini gayesini ve cabasini, ASKIN SOFRASINDAN sehimlenen onuru, huzuru, sevinci, doyumu, kanaati,
kararliligi ve özgüveni giyip
kusanmaktir.
Taklidi yapilmayan gerek üzüntü ve gerek sevinclerle hic bir
arabulucuyu, pazarlamaciyi, tercümani, reklamciyi, kaset veya bilgisayar hafiza
kaydini siraya devreye koymaksizin,
kimsenin özel ikrami ve keyfiyet hediyesi olmayan daglardaki kar,
tepelerdeki rüzgar, bulutlardaki yagmur, dallardaki cagla yahut cicek;
kaprissiz kibirsiz sifresiz maskesiz kotasiz vizesiz formatsiz ve
limitsiz; kendisiyle barisik ; ve cesur,
bilgili, dogal, saygin, adil, vicdanli, becerikli, liyakatli, duyarli, kültürlü olan insan degerliligi kadar GERCEKCi ve
GÜZELDiR.
Karacoglan diyor ki : „ Harami var diye korku verirler, benim ipek
yüklü kervanim mi var „
Nesimi : „ Hu cekerim, dem cekerim, O yar benim kime ne „
Pir Sultan
Abdal : „Yorulan yorulsun ben yorulmazam
Derviş
makamından ben ayrılmazam
Dünya
kadısından ben sorulmazam
Kalsın
benim davam divana kalsın „
Yunus Emre : „"Gitti beyler mürveti, Binmisler birer atı, Yedigi yoksul eti,
İçtigi kan olmustur."
Mehmet Akif : „Zulmü alkıslayamam, zâlimi asla
sevemem;
Gelenin keyfi icin gecmise kalkıp sövemem
Üç bucuk soysuzun ardında zagarlık yapamam;
Hele hak namına
haksızlıga ölsem tapamam.“
Hikmet
Nazim : „Kapansın el kapıları,
bir daha aclmasin,
yok edin insanın insana kullugunu,
bu
davet bizim....
Necip Fazil : „ Ustada kalirsa bu öksüz yapi, onu sürdürmeyen
cirak utansin „
Veysel „ Aska giden geri dönmez, asktan geri dönmeyense ölmek
nedir bilmez „ demisler ki…
Her `Maddeyi`gercek `Manasindan`
ve bütün zorluk kolayliklariyla yasayarak yerli yerinde taniyan bilip görmenin
derin kitabindan dünyayi okuyup insanligi kazanmak duygu ve düsüncesidir;
kopyasi sahtesi ve taklidi yapilamaz bütün yasam cesitliligini kendi özgün
gecekliginde ölcüp tartmaya dair duyulan ilgi, verilen emek, yorulan hatir ve
hayal birikimlerinin giymis kusanmis GÜZELLIK hediyesinden herseyi ve herkesi
kendisiyle ÖZDES, saygin, onurlu ve itibarli kildigi.
Devresi ve devriyesi hic bitmeyen geceyle gündüzün, ölümle
yasamin, hayalle gercegin, dünle yarinin, varlikla yoklugun, siyahla beyazin,
insanla topragin hep birbiri icinde, birbiri ardina, birbiri ugrunda,
birbiri koynunda ve kundaginda dönüp dolastigi, dogup öldügü, bayilip
sagildigi, kacip kovalastigi eksik ziyanlara tamam olmanin ASK ile MESKiDiR
gayet güzel dedigin DEM ve DEVRAN.
Bahce Manolya`lardadir gün saat ve iklim simdi
Coskun dereler, taskin irmaklar, yeseren topraklar, pürlenen
asmalar kavaklar ve sögütler; kimi Nisan sobesine tellal tarumar, kimi
MANOLYA BAHCELERINE nazli süslencelerden
miskin misafir kimisi de henüz gövermis aci sogan hediyesi, EBEM
SOFRALARINDA göz göz örtmelerden ve odalardan cirasi yanik Mart delicelerininin
ocaktaki deli gönül fermanlarini sokaklara daglara ve ilk bahara cikarmakla gün
egirip devran döndügü pervane kanatlaridir, topragin insanla güzellesip süslendigi ve insanin insana tutusup yandigi
kibritten kavdan ve kivilcimdan…
Seyfi Karaca…………Mart / 23