21 Aralık Son Mu Başlangıç Mı?
Maya takvimine göre 21 Aralık 2012’de dünyanın sonunun geleceği
söylentileri tüm dünyayı sardı. Sümerler tarafından bulunduğu öne
sürülen Nibiru adlı bir gezegenin Aralık ayında Dünya ile çarpışacağı,
kıyametin kopacağı ve Dünya’nın sonunun geleceği iddiaları gündemi
belirledi.
İddiaya inanan insanların kimileri endişe içinde,
kimileri Hz. Nuh(as)’ın gemiye sığınmak yerine yüksek dağlara sığınan
oğlu gibi Şirince Köyü’ne akın ediyor, kimileri içinse bu tarih hiçbir
şey ifade etmiyor, hatta kimileri alaya alıyor.
Nasa Uzay Dairesi
ise, 23-25 Aralık arası tüm Dünya’nın karanlıkta kalacağı,
gezegenlerin belirli bir hizada sıralanacağı, kutupların değişeceği,
devasa bir göktaşının Dünya’ya çarpacağı, Dünya’nın manyetik alanının
tersine döneceği ve gezegenin uzayda 30 bin ışık yılı gidip Samanyolu
Galaksisi’nin merkezindeki kara deliğe düşeceği gibi diğer kıyamet
senaryoları ile ilgili hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığı açıklamasını
yapıyor.
Samimi inananlar, Allah’a güvenip dayanmaktan
kaynaklanan, hayatın her anında tevekkülü yaşama sonucu gelişen sağlam
bir karakter özelliğine sahiptirler. Onlar her dönem olduğu gibi bugün
de insan ruhunu endişeye, korku ve karmaşaya sürükleyen felâket
senaryolarından etkilenmiyorlar.
Çünkü "Allah’dan başka hiçbir
ilah yoktur. O tektir, eşi yoktur, mülk O’ nun dur. Hamd O’ na
mahsustur ve O’ nun her şeye gücü yeter.”
Bediüzzaman’ın
ifadesiyle bu kelâm-ı tevhidînin on bir kelimesinin her birinde birer
müjde vardır. Her müjdede birer şifa ve o şifada da birer mânevî
lezzet…
"Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma.
Onlara tezellül(kendini küçük düşürüp) edip minnet çekme. Onlara
temelluk(dalkavukluk) edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet
çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Herşeyin
anahtarı Onun yanında, herşeyin dizgini Onun elindedir. Herşey Onun
emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu(istek duyulanı) buldun;
hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun."
Bediüzzaman şöyle
devam ediyor; “Ey insan! Sen kendini, kendine mâlik sayma. Çünkü sen
kendini idare edemezsin. O yük ağırdır; kendi başına muhafaza
edemezsin, belâlardan sakınıp levazımatını yerine getiremezsin. Öyle
ise, beyhude ıztıraba düşüp azap çekme. Mülk başkasınındır. O Mâlik hem
Kadîrdir, hem Rahîmdir. Kudretine istinad et; rahmetini ittiham etme.
Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safâyı bul." (20. Mektup)
Akılları
hayrete düşüren şu kâinat, Hakîm, Rahîm olan, mülkünde istediği gibi
tasarruf eden Kadîr-i Rahîmin mülküdür. Mümin, mülkü sahibine teslim
eder, O’na bırakır. İbrahim Hakkı gibi “Mevlâ görelim neyler / Neylerse
güzel eyler” der...
’Kıyam’
Gerçekte
Mayaların 2012 yılı için bildirdikleri kıyamet ruhların ve akılların
kıyamıdır. Mayalara göre 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı
olacak, bu çağ fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimleri de
kapsayacak, içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak,
bu aşamaların ardından büyük bir çöküş yaşanacak.
21 Aralık
yaklaştıkça Mayaların, ‘zamanların sonu’ tanımını kullandıkları bu
tarihe dair çeşitli teoriler ileri sürülüyor. Maya takvimi gibi Hint
Takvimi de 21 Aralık 2012’nin yeni bir çağa giriş dönemi olduğuna işaret
ediyor.
Kâhin Nostradamus’un da yaşanan ekonomik krizin
ardından 2050 yılında dünya devletler federasyonu kurulacağı kehanetinde
bulunmuş olduğu bildiriliyor.
Bir kısım görüş bu tarihte
insanlığın büyük bir atılım yapacağına inanıyor. Bazı kaynaklarda bu
tarih foton çağına geçiş olarak adlandırılıyor.
Bu tarihten
itibaren sınırların kalkacağı, insanların bütün ihtiyaçlarının
karşılanacağı muhteşem bir çağın başlangıcı olduğu yine farklı
kesimlerin teorileri. Dünyanın tek devlet olacağı, insanların "ben, sen,
o" değil "biz" diyeceği, barış ve kardeşliğin hakimiyetinin
gerçekleşeceği, yeni bir çağ olan Altınçağ’ın yaşanacağı iddia ediliyor.
Benzer
bir görüşe göre; 21 Aralık’la birlikte tüm dünyada televizyon, radyo,
gazete, internet gibi iletişim araçlarını kullanarak insanlara sürekli
olarak dünya hayatına yönelik telkinlerde bulunan, onları âdetâ
büyüleyen ve farkına varmadan hipnoz eden Deccaliyetin manevi etkisi
sona eriyor ve Mehdiyet’in manevi iklimine geçiş yapılıyor. Allah, Hadî
ismini tecelli ettiriyor ve insanların dalga dalga Allah’ın dinine
girmeleri hızlanıyor.
Bütün iddiaların birbiriyle paralellik
gösteriyor olması gerçekten ilginçtir. Ve hepsi Peygamberimiz(asm)’ın bu
döneme işaret eden hadisleri ile de örtüşüyor. Peygamberimiz(asm)’ın
Ahir Zaman’a dair hadislerinde söz ettiği Ay ve Güneş tutulmalarının,
Lulin kuyruklu yıldızının görünmesi ve diğer onlarca olayın aynen
tahakkuk etmiş olması çok olağanüstü müjdelerdir.
Bilimsel
gelişmeler, Peygamber(asm)’ın da hadisinde söz ettiği gibi zamanın
kısaldığını gösteriyor. Dünyanın yüzeyi ve iyonosfer tabakası arasında
meydana gelen doğal titreşim (Schumann Rezonansı), hızla artıyor. Son
raporlara göre, 1980’den itibaren hızla artış gösteren bu değer, bugün
yaklaşık 11 devir. “2012’ye Doğru İnsanın Uyanışı” başlıklı bir makalede
Schumann Rezonansının 12 Hertze yükselmesinin insanın beyin
dalgalarında değişme ve gelişmelere neden olacağı ve böylece insanların
uykulu halden uyandırılarak bilinçli hale geleceği tezi ileri
sürülüyor.
De ki: “en ‘üstün ve apaçık’ delil (hüccet) Allah’ındır. eğer o dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip iletirdi.”
(Enam Suresi, 149) ayetinde geçen; “En ‘üstün ve apaçık’ delil
(hüccet) Allah’ındır” ifadesinin ebced değeri de yine 2012 yılını
veriyor.
Dilerim 21 Aralık günü insanlık manevî anlamda ’kıyam’
etsin. Bu tarih insanlığın yükselişinin başlangıcı olsun. Kur’an
ahlâkının sıcaklığı yeryüzünü sarsın. İslam ahlâkının gerçekleştireceği
sosyal adalet hakim olsun. Ve yaşanacaklara Allah hepimizi şahit
kılsın.
“Ve insanların Allah’ın dinine dalga dalga
girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan
mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr Suresi,
2-3)
(
21 Aralık Son Mu Başlangıç Mı? başlıklı yazı
fuatturker tarafından
18.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.