İzzet Yüceltir Kibir Alçaltır
"Allah Teâlâ Hazretleri sizden cahiliye kibirini temizledi. Artık o,
muttaki bir mümin veya bedbaht bir facirdir. İnsanların hepsi Hz.
Adem’in evlatlarıdır. Adem ise topraktan yaratılmıştır." (Ebu Davud,
Edeb 120, (5116); Tirmizi, Menakıb (3950, 3951); Kütüb-i Sitte)
İzzet;
üstünlük, değerlilik ve saygınlıktır. İzzet, onur, üstünlük ve güç
Yüce Allah’ındır; O’na yakın olan Resûllerinin ve mü’minlerindir. Allah
Mütekebbirdir. O’nun gücü ve kudreti karşısında, yeryüzünde
büyüklenebilecek kimse yoktur; O, önünde secde edilecek tek makamdır.
Kibir insana yasaktır; insan Rabbi karşısında aczini ve haddini
bilmelidir.
Kibir, insanın şuurunu kapatan en büyük engellerden
biridir. Şeytanın, Allah’a isyanına sebep olan karakter özelliğidir
kibir ve insanı Allah korkusundan uzaklaştırır, vicdanî hassasiyetini
zayıflatır. İnsanı dünyada ve ahirette çok büyük kayba uğratır.
Kur’an,
müminleri kendi aralarında alçak gönüllü ve merhametli, kâfirlere
karşı ise güçlü, onurlu ve zorlu olarak tarif eder. Allah onların îman
ortak paydasında bir ve birlik olmalarını, birbirleri üzerine şefkat
kanatlarını germelerini ister. Kibir, gurur ve böbürlenme îman ehline
yakışmaz.
"Yüzü yerde olanı Allah yükselttikçe yükseltir, kibre girip çalım çakanı da yerin dibine batırır." (Sâdık u Masduk)
Mümin,
büyüklük iddiasında olmadığı için, yaptığı hataları telâfi etse bile
kendisini yeterli görmez. Kusursuz olduğunu düşünmez ve bu sebeple
sürekli kendisini geliştirme çabası içinde olur. Güzelleşen ahlâkından
dolayı insanların sevgisini kazanır.
Sühreverdî izzeti, "insanın
nefsinin hakikatini bilmesi ve dünyevi istekleri sebebiyle zelil
etmeden ona ikram etmesi" olarak tarif eder. Kibri ise, "insanın
nefsini tanımayarak onu kendi yerinden daha yukarı koymaya çalışması"
şeklinde tanımlar. Tam da burada izzet ve kibrin karıştırılması
tehlikesine şöyle dikkat çeker: "Meskenet ve zillete düşmeden tevazu
sınırında durmak, kibir ateşinin ortasına kurulmuş izzet köprüsünde
durmak gibidir." (Sühreverdî, Avârifu’l-Maarif)
İşte o köprüde asılı sarkacın topu vurdukça kimini yücelere çıkarır, kimini aşağıların aşağısına düşürür.
İzzet
ve onur Rahmânîdir; zillete düşmekten alıkoyar, insanı âlâ-yı
illiyyîne çıkarır... Kibir ve gurur ise şeytanîdir; zillete düşürür,
insanı esfel-i sâfilîne indirir.
"Bin bahar gelip geçse taşın
yeşermesi ne mümkün. Kabahat baharda değil senin kibirle taşlaşmış
gönlünde. Sen toprak gibi alçak gönüllü olmaya bak. Gör o zaman o gönül
toprağından nasıl renk renk güller açılıyor, baharlar yeşeriyor."
(Mevlânâ)
Ey büyüklük ve saltanat sahibi,
Ey şa’nı, makamı yüce olan,
Ey medh-ü senâsı yüce olan,
Ey yücelik O’nun cemal ve cilvesi olan,
Ey kibriya ve büyüklük libâsına bürünen,
Ey
Müzil olan Rabbimiz! Zillete düşürme bizi; kalplerimize kibri çirkin
göster, izzeti sevdir. Gönüllerimizi zikrinle yumuşat, süsle. Toprak
gibi yeşert bizi. Sana karşı boynu bükük sümbüller açsın gönül
toprağımızda.
(
İzzet Yüceltir Kibir Alçaltır başlıklı yazı
fuatturker tarafından
1/9/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.