Allah Bedirde Yardımıyla Zafer Verdi
Peygamber(asm) döneminde Mekkeli müşrikler Müslümanlara saldırılarına
devam ediyorlardı. Bugün olduğu gibi münafıklar ve dünyevî çıkarlarının
peşine takılmış müşrikler işbirliği içinde idiler. Müslümanların
Medine’deki hâkimiyetini yıkmaya, kurdukları İslam devletini ortadan
kaldırmaya çalışıyorlardı.
Müslümanlar, düşmandan gelebilecek
muhtemel saldırılara karşı çok dikkatlidirler. Müşriklerle münafıkların
kurdukları ittifakı haber alırlar. Savaşa henüz izin yoktur. Ancak
hicretin altıncı ayından sonra Allah cihad iznini verir. Böylece
Müslümanlar kendilerini ve kurdukları İslâm devletini koruma imkânı
bulurlar. Cihad izninin hemen ardından savaşa izin veren ayetler gelir.
Kendilerine
zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü’minlere,
savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç
yetirendir. (Hac Suresi, 39)
Ey iman edenler, (düşmanlarınıza karşı) tedbirinizi alın da savaşa bölük bölük çıkın ya da topluca çıkın. (Nisa Suresi, 71)
Fitne
kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.
Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.
(Enfâl Suresi, 39)
Allah, savaş iznini baskı ve zulüm durumunda
verir. "Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı
gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara Suresi, 190)
ayetiyle sebepsiz kışkırtmaya ve gereksiz şiddet kullanımına karşı
uyarır. İslam’a göre yalnızca zorunlu olunduğunda savaşa başvurulur ve
belirli insani ve ahlâki sınırlar içinde yürütülür. Savaş bir
"istenmeyen zorunluluk"tur.
Yukarıdaki ayetlerle Rabbimiz,
hükmün Kendisine ait olduğunun müşrik ve münafıklara gösterilmesini
istiyordu. Bunun için de Müslümanların gerekli tedbirleri almalarını ve
savaşmalarını istiyordu. İslam’da zulme isyân da Allah’ın emri ile ve
yine O’nun koyduğu ölçülere göre idi çünkü.
Peygamber(asm)
ümmetine savaş hazırlığını emrediyor, Ebû Cehil ise "Müslümanları
öldürmeye bile lüzum yoktur. Ellerini bağlayıp onları tekrar Mekke’ye
götüreceğiz ve böylece İslâm da bitecek" diyordu.
Bu ordu,
İslâm’ın tek ordusudur. Eğer bu ordu yok edilecek olursa Rabbimizin
dinini hâkim kılacak bir başka topluluk kalmayacaktır. Dua eder
Peygamber (asm): "Ey Rabbim! Vaadin olan yardımını bugün lütfet. Ya Rab,
bu bir avuç mücahid yok olursa, bir muvahhidler bu gün telef olursa,
yeryüzünde sana ibadet eden kalmayacak!"
Rabbi Ona vahyeder:
"Yakında o toplum bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır. (Kamer Suresi, 45)
Allah’ın
vaadi haktır; Müslümanlar büyük zafer kazanırlar. Bedir zaferi,
siyasi-dini yapıdaki İslâm devletinin temellerini daha da
sağlamlaştırır.
Kur’an’da Bedir Savaşı ile birlikte,
Müslümanların bütün savaşlarına çok sayıda meleğin de katıldığı ve
onlara yardım ettiğinden söz edilir.
Sen mü’minlere: "Rabbinizin
size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez
mi?" diyordun. Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden
üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin
kişiyle yardım ulaştıracaktır. Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde
olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ’Yardım ve
zafer’ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan
Allah’ın Katındandır. (Al-i İmran Suresi, 124, 125, 126)
Gücün
tümü Allah’a aittir. İnkâr içinde yaşayan kişinin gücü de gerçekte
Allah’ın gücüdür. Allah imtihan amacıyla bir insanda ya da
karşısındakilerde güç yaratır. Dilediği zaman o gücü alır; dilediği
insana dilediğinde güç ve başarı verir.
Bedir’de iki ordu
arasında arasında sayıca büyük fark vardır, Müslüman ordu üç yüz, düşman
ise bin civarında savaşçıya sahiptir. Peygamberimiz(asm) Allah’a
sığınır. “Kureyş ilerlemeye başladı. Dalgalı kum tepeciklerinin
ardındaki Mekke ordusu şimdi, gerçekte olduğundan daha da az
görünüyordu. Fakat peygamber onların gerçek sayılarının ne olduğundan ve
iki ordu arasındaki büyük dengesizlikten haberdardı. Ebu Bekir (RA) ile
birlikte gölgeliğe döndü ve Allah’a vaat ettiği yardımı vermesi içn dua
etti. Kendisinde bir an bir uyku hali meydana geldi ve uyandığında
şöyle dedi. “Sevin ey Ebu Bekir, Allah’ın yardımı sana ulaştı. İşte
Cebrail elinde atının dizginleri savaşa hazırdı.” (Martin Lings, Hz
Huhammed)
“Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı
koymaları mümkün değil ve Biz onları oradan horlanmış-aşağılanmış ve
küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız." (Neml Suresi, 37) buyurur
Allah. Dinini savunan samimi müminleri görünmez ordularıyla destekleyip,
yollarını açar, küfrü ise aşağılanmış kılarak yenilgiye uğratır.
Küfrün
kurduğu tuzak –Allah’ın dilemesiyle-daha baştan bozuktur. Onlar sonucun
kendilerine galibiyet getireceğini düşünürlerken, müminler zafere
ulaşır. Müminlerin zaferi ise Rahmânîdir. Münafığın, müşriğin, küfrün
zaferi şeytanidir; geçicidir, sonunda kayıp vardır.
Bediüzzaman
Bedir’i bir "mucize menbaı", "menba-i garaib" olarak ifade eder. Acip ve
garip olayların kaynağı olarak anlatır. “Bir menba-ı garaib olan
Gazve-i Kübra’yı Bedir’de Ukkaşe İbnü’l- Mihsan el-Esedi’nin müşriklerle
dögüşürken kılıcı kırıldı. Resul-i Ekrem ona kılıca mukabil bir değnek
verdi. Dedi: Bununla harbet. Birden değnek biiznillah uzun beyaz bir
kılıç oldu. Onunla harbetti. Hayatı boyunca Yemame Harbi’nde şehid
oluncaya kadar boynunda taşıdı" der Peygamber(asm) dönemini mucizeler
penceresinden anlattığı Mûcizat-ı Ahmediye adlı eserinde.
Evet cihad ve zafer Bedr’in askerlerinin adıdır. Onların her biri birer ’bedr’dir; birer dolunaydır.
Bedir Savaşı’ndan sonra Cebrail (as) gelir Peygamber(asm)’a sorar;
"Yâ Resûlullah, Bedir Savaşı’na katılanları nasıl değerlendirirsiniz?"
Cevap verir Peygamber (asm);
"Müslümanların en fazîletlisi sayarız."
Cebrail (as); "Biz de meleklerden Bedir Savaşı’na katılanları aynı şekilde meleklerin en hayırlısı sayarız" der.
Güneşin
dolunayda ışığını tam olarak yansıttığı gibi, Rabbimiz de İlâhi
isimlerini en mükemmel olarak yolunda cehd eden müminlerde yansıtır.
Bedr’in askerlerinde...
Andolsun, siz güçsüz iken Allah size
Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah’tan sakının, O’na
şükredebilesiniz. (Al-i İmran Suresi, 123)
Fuat Türker
(
Allah Bedirde Yardımıyla Zafer Verdi başlıklı yazı
fuatturker tarafından
16.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.