Bazen dokunma,
Dokunma diyorum
kendime.
Dokunma yaralısın,
kanarsın sonra ağlarsın diyorum..
Kendime konuşma
sakın cevap verme incinir kırılırsın diyorum;
Nefrete sarılıp
insanca yaşamayı unutuyorum, seni her seviyorum dediğimde.
Güneş küsmüş alkışlamazken seni,
Es geçme bari
yıldızları, keder eş olmuş çıkmıyor dikenleri diyorum.
Hasretin yakıyor
gecelerimi,
Davran yüreğim
esen yel, lal oldu dilime.
Şikayetim var
aşktan,
Maruzatım var
sevgiden,
Tende sayfa,
gönülde kitap oldum.
Okuyan tersten
yorumlayan kapaktan, sonrası derbeder oldum.
Ne soranım var ne
sevenim,
Yalnızlığa mum
diktim, öyle hasretimki musalla taşına,
Ölesim var.
Zaten,
Kaderimde benziyor,
Dağların bozu,
dumansız yaylasına.
Gitsem ne farkeder
ki çeşmi siyah,
Sermaye derdim, servetim
ahım kararmış zaten bahtım.
Şimdi söyle yağmur
çamur,
Söyle ben nerde
sen nerde, söyle gökyüzü nerde.
Dışarda alçaklık
yağıyor,
Benim içimde
ihanet kök salıyor.
Ayrılık hastenesinden
bugün taburcu oldum,
Özlemi yaşayanlar
koğuşuna nakil oldum aynı gün.
Beni bu hallere
koyan yokken ortada,
Bilmez içimdeki
beni, hiç bilmez dışardaki sendeki seni.
Hiç kimse
anlamıyor beni,
Dili bülbül,kaşı
keman dedimse de onlarkere.
Merhamet etmedi
gözüm yaşıma,
Derman arasam da
mezar başımda, hayatıma sebeb olsa da,
Bulunmuyor,
aranmıyor.
Hiç kimse
anlamıyor,
İçimdeki sevdayı,
yanan yalnızlığımı.
Bülent KAYA
İSTANBUL/11/03/2013