Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına
gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O’nun va’di yerine gelecektir. Onda ‘boş
bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların
rızıkları orda (bulunmakta)dır. (Meryem Suresi, 61, 62)
İman
sahiplerinin ve inkârcıların hayatları gibi ölümlerinin de aynı
olmayacağını haber veriyor Kur’an. Allah’ın sınırları içerisinde ve
O’nun rızasını gözeterek yaşamış samimi müminin canı melekler tarafından
güzellikle ve "selam" ile alınıyor. O an onun için ızdırap ve acı
olmadan, yumuşacık. Canının alınış şeklinden, yaşayacağı olayların
zincirleme olarak güzel gideceğini anlıyor. Ahirette de “önünde ve sağ
yanında parıldayan nur” bulunuyor.
“Cennet takva sahipleri için
uzakta değildir, o gün yakınlaştırılmıştır” buyuruyor Allah. Bu,
Allah’ın vaad ettiğidir. Gönülden Kendisine yönelip dönen, hükümlerini
koruyan, görmediği halde, Rahman’a karşı içi titreyerek, samimi olarak
korku duyan, içten Allah’a yönelmiş kalp ile gelen kullarına vaadidir.
Cennete
ve cehenneme insanlar bölük bölük sevk ediliyorlar. Her ikisinde de
kapılar açılıyor ve bekçiler karşılıyor insanları. Ancak iki tarafın
bekçilerinin karşılama sözleri birbirinden farklı. Cennete girenlerin de
karşılayanların da sözleri olumlu; iç açıcı karşılanıyorlar.
“Ona
esenlik, barış ve selamla girin”... Selam vererek giriyorlar cennete.
Karşılayan melekler de onlara selam veriyorlar. Onlar, ”Allah’a
hamdolsun” diyor, şükrediyorlar.
“Bu ebedilik günüdür” diyor
melekler, “artık sonsuzsunuz”. İçeriye girildiğinde sonsuzluk başlıyor;
artık oradan çıkış yok. Kapıları, girildikten sonra sonsuza kadar
kilitleniyor. Ancak bu tutsaklık değil, sonsuzluğa kilitlenmiş
alabildiğine özgürlük. Ve ölüm sonsuza kadar öldürülüyor.
“Orada her diledikleri onlarındır.” Akla gelen her şey; nimetler, güzellikler.
Dahası
akla gelmeyenler de. "Katımızda daha fazlası da var” buyuruyor
Rabbimiz. Cennette sunulacak nimetler Peygamberimiz (asm)’ın da bir
hadisinde bildirdiği gibi, "hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın
duymadığı ve hiçbir beşerin kalbine gelmeyen birtakım nimetler"
olacaktır. İnsan ise sınırlı aklıyla, müjdelenen nimetlerin
çeşitliliğini, eşsiz güzelliklerini tam olarak hayal edemeyebilir.
O
güzelliklere kavuşmak için Peygamberimiz (asm), çok güzel dua ediyor:
"Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini
istiyorum. Senden yüzüne bakmanın lezzetini; Sana kavuşmanın şevkini
istiyorum." (el-Camiu’s Sağir)
Dualara icabet ediyor Allah.
Cennette hoşa giden her şey var. Cennet ehli çok güzel. Sohbet ortamları
çok güzel. En büyük zevk ise Allah’ın rızasını kazanmış olmak.
Orada en büyük nimet Allah ‘ı sevmek. Cennette en büyük aşk, Allah aşkı; ne cennet çeşmesi, ne cennet bahçesi.
En
büyük müjde ise Allah’ın tecelli edecek olması. "Müminler Rabblerine
bakar dururlar" buyruluyor Kur’an’da. Ve Rablerinin onlara sözlü selam
verdiği... Allah samimi kulları için böyle bir güzellik meydana
getiriyor.
Cennette boş bir söz işitmiyor kimse, sadece
"Selam". Boş söz insanı sıkıyor, rahatsız ediyor. Dünya hayatında her
nereye gitsek boş söz işitiyoruz. Sokakta, eş-dost arasında,
televizyonda...
"Dilinize daima sahip olunuz O sizi saadete
götürebileceği gibi felâkete de götürebilir" diyor Hz. Ali (ra). Kalp
kırıcı, aşağılayıcı, vesvese veren, ümitsizliğe sevk eden, dürüst
olmayan, olumsuz konuşmalar en güzel ortamı rahatsız edici hale
getiriyor. Oysa samimi bir iltifat, onore eden, ümit veren içten bir
konuşma ise kimi zaman maddi nimetlerden çok daha önemli.
Cennette
müminler son derece rahat ortamlarda karşılıklı sohbet ediyorlar.
Allah’ın cennetine kabul ettiği samimi kullarıyla sohbet, yalandan, boş
ve olumsuz konuşmadan uzak olmak müminler için çok büyük ahiret
nimetidir.
Peygamberimiz (asm) de cennetteki konuşmaların güzelliğine şöyle dikkat çekiyor:
"Ehli
cennet öyle bir kimsedir ki: Allah onun iki kulağını insanların
kendisini hayırlı senası ile doldurur. Ve o da onu duyar..." (Ramuz
el-Ehadis-1, s.z 155/2)
Cennet sözü "Selam", dünyada Cennetin bir
anahtarı. Şöyle buyuruyor Peygamberimiz (asm); “İman etmedikçe Cennete
giremezsiniz: birbirinizi sevmedikçe, olgun bir îmana sahip olamazsınız.
Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber
vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız!…” (Müslim, Îman, 93)
Selam
kalpleri ısındırıyor, sevgiyi artırıyor. Sevgiyle iman olgunlaşıyor ve
yürüdüğü yol insanı Rabbinin rızasına, rahmetine ve Cennetine
ulaştırıyor.
Allah, ‘Selam’ ismini kulunda tecelli ettiriyor, onu
her türlü tehlikelerden selamete çıkarıyor, umudunu gerçekleştiriyor,
‘sözlü selam’ının müjdesini veriyor.
Ey bütün kapıları açan
Rabbim! Kapında “Selam” ile karşılanan, sonsuza kadar da kutlu, güzel
yaşama ve dirlik temennisi olan ‘Selam’ı işiten kullarından kıl bizi...
Dünyada da ahirette de sohbetlerinden nur akan, aşk akan, merhamet ve
sevgi akan kullarından...
"(Onlar) dünyada nasıl olduklarını ve
Rablerine ibadetlerinin nasıl olduğunu, geceleri nasıl ihya ettiklerini,
gündüzleri nasıl oruç tuttuklarını, dünyanın zenginliği ile
fakirliğinin nasıl olduğunu, ölümün nasıl olduğunu ve nasıl cennet
ahalisinden olduklarını konuşup müzakere (ve sohbet) ederler."
(Tezkireti’l Kurtubi, s. 326/565)
https://twitter.com/Fuat_Turker
(
Boş Söz İşitmezler Orada başlıklı yazı
fuatturker tarafından
18.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.