Dilim mi dil yoksunu,
Yoksa sözlerim mi kemiksiz?
Sokak lambasına yapışan sinek gibi,
Mutsuzum kendi etrafımda umutlu dönerken.
Gözden düşünce güneş;
Üşüyor bu gece yıldızlar
yüzümden.
Yıkanmak suya küfür görünmese,
doğmak için yatılırdı teneşire.
Balığın gövdesinden sıyırılan
kılçık gibi,
Çektiğim filmlerin
yönetmenliğinden düşsem diyorum;
Düşsem de tutan olmasa.
Aynalarım izin vermiyor, keşke
verse;
Versede parçalansa yüzlerim, saklansa her biri lahitlere.
Köpeğin sadakati boynumda,
Sadakamı bırakabildim gözlerine
sadece.
O kadar çok inledim ki içimde,
Ellerine güller bıraktım kokusuna ortak olmaktan korkarak.
Bugün,
Yaşadığım pişmanlık,
Kahrım talihsiz zamansızlık.
Kader mi ?
Artık inanıyorum.
İsyan mı ?
Edemiyorum korkumdan,
Ama ağlıyorum çook derinden.
Bilesinki her elbise yakışıyor
üzerime,
Bir tek sensizliğin gömleği
olmuyor yüreğime.
Bu yüzdendirki,
Uluyorum her gece ufka,
kendimden bile habersiz.
Bülent KAYA
İstanbul / 02 / 04 / 2013