1981 Yılında Bitlis’in Burcukaya Köyünde dünyaya gelen ve yaptığı bestelerle, müzikseverlerin beğenisini kazanan Azad Gül mahlası ile tanıdığımız sanatçımızla söyleşimizi sizlerle paylaşmaktan onur duyuyoruz.
“Sayın Azad Gül, öncelikle hoş geldiniz diyor vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz.”
Ben de böyle; içten,samimi ve doğal bir söyleşi imkanını bana verdiğiniz ve beni sevdiklerimle buluşturduğunuz için size ve edebiyatevi ailesine çok teşekkür ederim.
“Dokuz çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak çoğu zaman paylaşmanın en doruğunda, belki yoksulluğun belki imkânsızlığın ortasında geçen çocukluğunuz size ilham kaynağı oldu. İki yüz elliye yakın beste yaptınız. Sanatçı kimliğinizi kaç yaşında cebinize koydunuz?”
Evet, yaptığım bestelere genelde yaşadıklarım ilham verdi. Her bir bestemin farklı bir hikâyesi var. Aslında çocukluğumdan beri müziğe karşı bir sevgim vardı ama içinde olduğumuz imkânsızlıklardan dolayı maalesef geç başladık. 2003 yılında ilk albümüm ‘OY FIRAT’ 10 parçalık bir albümle dinleyicilerimizle buluştu.
“Hayatınızı kendi mesleğinde kazanmanızın yanı sıra hem ses sanatçısı hem de oyunculuğa adım atmış bir sanatçı olarak okuyucularımız adına bu alanda bir eğitiminiz olup olmadığını sormak ve oyunculuk yaşamınızdaki bir anınızı bizimle paylaşmanızı istesek neler söylersiniz?”
Eğitim almadım, camiamızda genelde ‘alaylı’ diye hitap ediyorlar. Ben de her iki dalda da alaylıyım ve bahsettiğiniz gibi hobi olarak yapıyorum.
Oyunculuk alanında bir anıma gelince; ‘FIRTINALI HAYATLAR’ dizisinin bir sahnesinde denizde çekim yapıyoruz. Ben de silah kaçakçısı rolündeyim. Tekne üzerinde silahları teslim edecek ve karşılığında paraları alacağım. İşte tam o değiş tokuş esnasında ayağım kaymış ve denize düşüp boğulmaktan son anda kurtulmuştum. O sahnede gerçek paraları ve silahları kullanmıştık. Şükür ki paralara da silahlara bir şey olmadı, sadece düşüp ayağımı yaralamıştım.
“ ‘Arayacaksın’ isimli eserinize klip çekimi yapıldı. Bu bestenizi yazarken hangi duyguları yaşadınız? Yaşanmışlıklarla ilgisi var mı? Genel olarak beste yaparken ilhamınızı nereden alırsınız?”
ARAYACAKSIN bire bir başımdan geçmiş bir hikâyeden esinlenerek yazılmıştır. 2009 Yılında ulusal radyolarda en çok istek yapılan parçamız oldu. Beste yaparken ve okurken yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözlerimin önünde canlanır. Genelde yaşadıklarımdan esinlenerek yazarım.
“Batı’da hayat doğudan elbette farklı. Bunu yaşamış biri olarak soruyorum. Sosyal hayatın son yıllarda doğuda da gelişme gösterdiği muhakkak. Sizce batı da olup doğuda eksik olan nedir? Elinizde imkân olsa neleri değiştirmek isterdiniz?”
Güzel bir konuya temas ettiniz kutluyorum sizi. 13.03.2013 tarihinde doğuya, kendi memleketim olan Bitlis’e gitmiştim, yeni geldim. BATI ile DOĞU arasında her konuda uçurum kadar fark var; başta yaşam koşulları, eğitim, ulaşım… Özellikle çiftçinin hali perişan bir durumda. Buna benzer o kadar çok problemler var ki hangi birini sayayım bilemiyorum ama gözlemlediğim çok hassas bir konuya da değineyim; en çok istedikleri biran önce bu ülkeye barışın, kardeşliğin, huzurun gelmesi, hep birlikte kardeşçe yaşamaları en büyük temennileri...
Elimde imkân olsa DİN, DİL, IRK gözetmeksizin öncelikle kardeşliği ve barışı getirirdim, artık analar, babalar ağlamasın yürekler yanmasın.
“Duygusal ve duyarlı bir kişiliğe sahip olduğunuzu biliyoruz. Topluma örnek olma çabanız da ha keza kişiliğinize saygı duyulmasına neden oluyor. Emek olmadan çalışmadan başarı elde edileceğini düşünüyor musunuz? Şansa inanır mısınız?”
Evet çok duygusal biri olduğum doğru elimden geldiğince de duyarlı olmaya çalışıyorum ama bunu fazla yansıtmamaya özen gösteriyorum çünkü iyi niyetim yüzünden çok zararlar gördüm. Emek verilmeden kesinlikle her hangi bir başarı elde edileceğine inanmıyorum. Evet şansa inanıyorum ama şans her zaman ayağa gelmez; geldiğinde iyi değerlendirmek lazım…
“Örnek aldığınız bir sanatçı var mı? Bir sanatçının ne gibi özellikleri olması gerekir?”
Kişilik olarak örnek aldığım sanatçılar var tabi ki. Bunların başında UĞUR IŞILAK geliyor. Ses olarak derseniz İBRAHİM TATLISES… Bir sanatçının en büyük özelliği bence geldiği yeri asla unutmaması, hareketleriyle, tavırlarıyla, dürüstlüğüyle, özel yaşantısıyla, konuşmalarıyla dolayısıyla kişiliğiyle halka örnek olmasıdır.
“Yeni projeleriniz hakkında ipucu verebilir misiniz?”
Kısmetse ileriye dönük güzel projelerim var. Bunların başında sinema ve dizi filmleri, televizyon programı ve buna benzer projeler…
“Sanatçının her eseri yazarların kitapları gibi çocuğu sayılabilir. Sizin de ‘İyi ki de bestelemişim’ dediğiniz ve yorumlamaktan da dinletmekten de hoşlandığınız eseriniz hangisi?”
Evet bütün bestelerimiz çocuklarımız gibidir pek ayrım yapma gibi bir durumumuz yok aslında. Önemli olan dinleyicilerimizin beğenmeleri.
“Azad Gül günlük hayatında vaktini nasıl değerlendirir? Neler yapar? Nelerden hoşlanır?”
Günlük hayatım işten eve, evden işe ticaretle de uğraştığım için pek boş zamanım olmuyor. Olursa da Huzurevi ve Çocuk Esirgeme Yurtlarını ziyaret etmeye çalışıyorum. Genelde çok sade ve doğal bir yaşamım var. Spor yaparım, kitap okurum sevdiklerimle zaman geçirmeye çalışırım, yemek yapmaktan ve çalışmaktan çok hoşlanırım.
“Birçok programa konuk olarak katıldınız. Dinleyicilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?”
Hamd olsun Yüce Yaradan’a katıldığımız her programlarda çok güzel tepkiler alıyoruz. Her zaman söylüyorum; benim hayranlarım yok sevenlerim var çünkü starların hayranları olur ulaşılmazlar, ben star değilim halktan biriyim, bana herkes istediği zaman ulaşabilir. Çünkü bizleri bu camiada var eden onların sevgileri ve destekleridir.
“Çok teşekkür ediyor, edebiyatevi yazarları adına sanat yaşamınızda başarılar diliyoruz.
Ben de şahsım ve sevdiklerim adına sizlere sonsuz sevgilerimi sunar nasipse başka zaman görüşmek temennisiyle sizleri ve okuyucularınızı ALLAH’a emanet ediyorum. Ben de size başarılarınızın devamını dilerim.