"Ben kimim?" Sorusunu kendinize sormayın. Etrafınızdaki insanlara sorun, özellikle de sizi sevenlere; çünkü onlar sizin ne olduğunuzu, kim olduğunuzu, niye yaşadığınızı anında söyleyeceklerdir yüzünüze. Anında olmasa dahi en azından bilinçaltında sakladığı ve söylemek için an kolladığı bir zamanda dökecektir eteğindeki taşları.


Bana göre; "Ben kim miyim?"


Ben, abla olarak bilinen, ama hem anne hem baba rolü üstlenmiş, kendine değer vermeyen dolayısıyla da değer verilmeyen birinin tekiyim.


Dışarıdan görenlerin, gıpta ettiği, 'Senin gibi...' ile başlayan cümlelere defalarca tanık olmuş ve aynı şekilde öyle insanlara özenen biriyim. 


Haketmediğim halde hakaretlere maruz kalan; ama halen daha korumaya çalıştığım lanet olası bir içgüdü sahibiyim.


Kim miyim ben? Aslında ben bir hiçim!


Bir işim yok.


Onun öncesinde bir mesleğim yok.


Tecrübem de yok.


Filinta gibi bir görüntüm de...


Dolayısıyla bir hayatım da geleceğim de olurum da yok!


Bir uğraşım da yok; çünkü sürekli evdeyim ben; ama kimilerine göre bir anlam ifade etmeyen hayallerim var. Yapmak istediklerim, hedeflerim, beklentilerim, umutlarım, düşündüklerim... Bunlarla birlikte henüz 26 olan ve ilerleyen bir yaşım da var.

 

Ben kim miyim... Kişilik karmaşası yaşayan biriymişim gibi görünsem de yapacaklarım konusunda karasızlıklarım varmış gibi hissetirsem de karşımdakine, ne yapacağını bildiği halde önüne çıkarılan engellere boyun eğmek zorunda kalmış biriyim. İnatçıymış gibi bir tavır sergileyen; ama istikrarı konusunda yanılgılara uğramış biriyim ben.


Ben ile başlayan cümlelerim olsa da bencillikleri olmayan; arkamda bırakmak zorunda kaldığım, kırıp attığım nice ümitlerim vardı çoğu zaman benim.


Hani insan hayaller kurabildiği kadar cesur, bir o kadar da özgürdü... Hani insan hayalleriyle yaşardı? İnsanı yaşatan hayalleri miydi yoksa? O hayallerin içinde yerinin olmadığını yada kendine yer beğenip konduramayanlara ne demeli sonra... İki metrelik mezar yerini hayal etmeliyim belki de. Sonuçta çok da çalışsan az da gidecek olduğun yerdi orası. Senin ne olduğunun, kim olduğunun, neler yaptığının hiç bir değeri olmayan karanlık bir yer. O halde neden Graham Bell telefonu icat etti, neden Edison defalarca deneyerek ampulü buldu, neden insanlık adına Pastör kuduz aşısını... Madem toprak olacaktın, uğraşmanın ne gereği vardı ki demezler mi şimdi adama?


Bir bilim kadını olamayacağım; zaten bizde böyle bir tanım da yok, bilimle uğraşanlar hep adamlardır(!) fakat yapacak olduklarım sonucunda belki bir kişi dahi olsa faydamın dokunacağı bir mesleğe kavuşacağıma da inanıyorum ihtimaller dahilinde. 

 
Neden yaşıyoruz? sorusuna; "Ölmek için!" dememek adına şimdi olamadığım bir baltaya sap olacağımın düşüncesiyle yaşıyorumdur ki işte o zaman ben, ben olurum; "Kimim?" sorusunu sorduğumda. 

 
 

Algılarımla mı oynadılar ki bu kadar alınganlaştım yoksa algım bile yok muydu benim?!

 
*
*
*
Sevinçli 


Özel NOT: ALGıLı / YoRuMLaR  dileğiyle... 
 
 
 

 
( Kimim Ki Ben... başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 21.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu