Nisanın ilk yağmur damlası düşünce ağzı açık sedefe bir inci peyda olur o sedefte iri

mi iri güzel mi güzel. İncilerin en incisi nisanda dökülen o birinci damlanın eseridir.

Aylardan nisan yine…

Üşüyor insan.

Yağmur var havada…

Sicim sicim yağıyor durmadan.

Gönlümün kapısı açık ki düşsün damlalar, isabet etsin bir aşka! İnci misali bir sevda uyansın kalpte. Oysa zifiri bir yalnızlığın içinde kara hayallere dalmışım. Kaoslara uyanmak yerine güzelliklere uyanmak olsun sabahlarım.

Bir damla uyandırsın beni, bir inci sarsın beni, bir can tutsun beni.

Aylardan nisan yine…

Üşüyor insan.

Yağmur var havada…

Sicim sicim yağıyor durmadan.

Islanmadık yer kalmıyor insanda; üst baş, kalp ruh…

Üşüyorum her nedense.

Daha bir sokulmak istiyorum bir cana, dokunmak istiyorum sıcak bir kana.

Sıcakkanlı olmak para ediyor bu havada soğukkanlı olmak para etmiyor ya!

Yer ıslak, sular akıyor dört bir yanda. Belediyelerin boyası akıyor yüzde, maskesi düşüyor yağmurda. Kanalizasyonlar rafa kalkıyor yerin üstü açık kanalizasyon oluyor yerin altı kapalı kanalizasyon. Ne kadar da insana benziyor bu durum; yüze dost arkada düşman, dışta gülistanlık içte haritanlık.(dikenlik)

Ruhumun yarası kanıyor bu havalarda; nüksediyor yalnızlığım, müzmin bir terk edilmişlik çöküyor içime, oturuyor dışlanmışlığım yüreğime.

Bir sobalı ev sıcaklığı ve samimiyeti arıyor gözlerim herkeste.

Bir yanık ekmek kokusuna benzeyen hava arıyor canım her şeyde.

Ama nafile bu arayışlar…

Cama vuruyor iri iri damlalar.

Cana karışıyor bu yalnızlığın sesleri.

Bir insan sesine hasret gidiyor kulaklarım.

Cam ne kadar cana teşbih oluyor ne kadar can kesiliyor bir cam!

Kırıldığına ikisi de kırılıyor, çatladığında da. Yama tutmaz oysa ikisi de. Bir daha eski ritmini bulmaz cam ve can! Cam kırıkları can kırıkları… Toplasanız da kar etmez bütün parçaları. Bir cam bir daha aynı cam olmaz, bir can bir daha aynı can olmaz.

Aylardan nisan yalnızlığı hatırlıyor insan, üşümüşlüğünü… Bu âleme çırılçıplak gelmişliğini ve gitmişliğini yine… Bir ezanla doğmuşluğunu bir ezanla ölmüşlüğünü… Bu gerçek dururken yaşamda her insanın karşısında; bu yalnızlık, bu kimsesizlik, bu itilmişlik ve dışlanmışlık kalp işi değil!

Bu üşümüşlük tek kişinin işi değil!

Bu yalnızlık her kişinin işi değil!

Aylardan nisan, yağıyor baran ve yalnız olduğunu anlıyor insan.

Ve üşüyor can.

 

 

( Yağmur başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 21.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu