Sende
eksik olan tek şey bir ben'dir gülüm!
Bende
eksik olan tek şey bir sen'dir gülüm!
Ben,
sen ve biz üzerine bir üçleme yazıyorum. Dün sen’di başlık, bugün ben yarın da
biz olacak inşallah! Senli benli günlerden ve hallerden biz olmaya doğru
gideceğiz.
-Ben
var ya ben! diye bağırıyordu adam, bağrı açık içi yanıktı. Sözleri ben
kokuyordu üstü başı sendi ama!
-Ben
var ya ben seni çok sevdim be! diyordu içi yanık sesi yanık bağrı yanık adam!
‘Sana bir ben getirdim, sen beni görünce senliğinden utanırsın! ‘ Adam hoş
konuşuyordu, kalbe iyi geliyordu söyledikleri, şifaydı aşkta bu tür sözler.
Kalibresi
belliydi cümlelerinin, çapı etkiliydi. Sen diye hitap ettiği mahbube de
karşısındaydı. Ben ve sen yan yanaydı, ateşle barut, gül ile diken…
-Bu
kadar ben dolu olduğunu bilmiyordum, dedi kadın. Hiç değilse insan bir fısıldar
değil mi a canım?
Adam
bozuk teyp gibiydi.
-Ben
var ya ben! diye.
Kadın
‘yere batasıca’ diye kızıyordu adama her ‘ben var ya ben’ deyişinde.
Duy
sesimi de anla halimi! Kim sağır kim lal görsün millet! Bu yürekten çıkan her
bir söz kalbe direkt tesir ediyor, beyni uyarıyor, eli ayağı birbirine
dolaştırıyor.
Bu
dünyada kullanımı en fazla itici gelen kelimedir Ben! İnsanların bencilliğinin,
egosunun, kibirli halinin aleni beyanıdır.
Ben
sevdim, ben ayrıldım, ben terk ettim, ben bırakıp gittim, ben farklıydım
vesaire vesaire… Ben rezilliktir, acayipliktir, tuhaflıktır aşkta!
Kadın
bu kadar benleşmiş bir adama uzun bakıyordu. Ciddi ciddi onu anlamaya gayret
sarf ediyordu.
Kadın
adama göre ben dışıydı. Adam kadına göre sen dışıydı. Her neyse, bene gelelim. Gözlerinin
içinde ben vardı adamın mesela! ‘Sana bir ben gerek gülüm’ sözü adamın
gözlerinde başlayıp yüreğinde bitiyordu.
Ben
gerek elbet güle! Güle oynaya ben gerek! Bir bendir tutturmuşum. Ne haldir?
Bana
başlıyorum. Ben tarafı yıkıktır bu aşkın. Bu aşkın bir tarafı sen bir tarafı
ben. Bir yakası sen diğer yakası bendir. Ne yazık ki bu aşkın iki yakası asla
bir araya gelmiyor.
Gelmeler
yalan, vuslatlar haram, hicranlar garamdır.
Zehir
zıkkım bir bendir sana filizlenen ve çiçeğe duran! ‘Ben’ seni sevdiğim için
önemlidir, ben sen’le itibarlıdır. Bir yerlerden başlamak gerekirin ilk
adımıdır ben!
Ben
olmasa sen nasıl olur?
Ben
senin ta kendisidir.
Kadın,
adamın felsefi ve edebi konuşmasını yazmasını çok seviyordu ve onu okuduğu
kitaplardaki yazarlara benzetiyordu.
Adam,
kadının zaafını öğrenmiş ve sürekli can alıcı kalp çarpıcı sözler yazıyordu ve
ona ithaf ediyordu. Benlik böyle bir şey, sen dünyasına girebilmek için her
türlü şaklabanlığı yapabilmektir.
Adam
esiyordu gürlüyordu; hissediyordu yaşıyordu söylediklerini.
Ben
ben olalı senden ilham aldım, senden esinlendim ve sende demlendim bu aşk için.
Tadımı buldum, kıvamına erdim.
Benden
kim bıkası değil mi? Kim çekinesi… Oysa bütün zamanları içine alan bir benle
sevmiştim seni. Bir geniş zaman çekimiydi aşkın; hepti, herdi…
Bu
aşkın ben tarafı bugün haraptır, ziyandır, tarumardır! Dallarım kırılmış
çiçeklerim kurutulmuş, köklerin
sökülmüştür.
Ben
bana geldiğimden beri seninleyim. Ben sensiz bir anlam ifade etmiyorum. Bu öyle
bir ben ki içimi kaplayan akıl kârı değil çünkü hep sendir ortaya çıkan. Bir
sen faslıdır icra edilen buselik makamında.
Benden
sana gelir en güzel şarkılar. Benden sana ithaf edilir en güzel şiirler. Benlik
makamından geçmişim senlik dergahında kapı kuluyum. Artık ne senden bir
dışavurum Ne de benden bir içe vurum!
Bu ne kadar bendir sende
Allah aşkına söyle? Biri yanağına bir gerdanına biri de gözlerine hediyemdir. Neden bu kadar ben
topladığımı anladın mı şimdi?
Ben
olmasa sen hiçbir şeydir.
Sen
olmasa ben bir noktadır. Bu ne kadar bendir sende Allah aşkına söyle? Biri
yanağına bir gerdanına biri de gözlerine hediyemdir. Neden bu kadar ben
topladığımı anladın mı şimdi?
Ben
olmasa sen hiçbir şeydir. Sen olmasa ben bir noktadır.