Bir adam tanıdım karanlığın en
koyusunda, dipte, izbede… Kafa dumanlıydı, gözler mahmurdu, sözler damardı. Dokunsanız
ağlardı, kanardı, yanardı.
Bir ifraz vaktiydi içindeki
yanardağların.
Bir iftar vaktiydi kalbindeki
açlığın.
Baksa yakardı, sizinle konuşsa
dağlardı, ağlasa…
Bir söz
yangınına müptela olmuştu son zamanlarda. Varsa yoksa aşktı diline dolanan,
kâğıdına dökülen. Zamane şairlerin ve yazarların ötesindeydi.
Ah be adam!
Aşk denen
illete düştün düşeli ne eşin kaldı ne dostun! Aşk denen zillete tutuldun
tutulalı ne sabrın kaldı ne sebatın.
Değer mi bunca
çileye? Değer mi aşk uğruna perperişan olmaya? Bir afetin peşine takılıp âleme
rezil rüsvay olmaya değer miydi?
Mırıldanıyordu usulca, yağmur
vardı şehirde, adam ıslanıyordu ince ince:
-Yağmurlara gebe bakışlarınla sen
dünyamı alabora eden sevgili kim bilir kaç gün kaç gece daha yüreğimi dağlayıp
beni ağlatacaksın boş yere.
İtirazım var zulmüne.
İsyanım var aşkına.
İhtilalim var kalbine.
Çekip
al benden fırtınalarını tipilerini boranlarını. Kalp teknemi okyanus gözlerinde
batırmakla bir şey mi kazanacağını umdun! Bak ne buldun sonunda.
Tuzluyum sularında, batığım gözlerinde. Çürümeye yüz tutmuşum derinlerinde.
Kızgınlığım var serin sularına.
Derin bakışlarına öfkem var.
Sitemim
var gözlerine. İfadesi bülbül olan adam, içi cennet bağı olan
adam, bakışı çerçeveletilip asılacak denli güzel olan adam! Sana mı kalmış
bunca sevda yükü? Hamalı sen misin bu aşkın? Gönlü yamalı olan sen misin?
Bu aşkın varsa
vebali onadır bilesin!
Varsa günahı sevgiliyedir
cezası.
Ezası varsa
onadır faturası.
Ah be adam değme şairlere taş çıkartan adam! Değme yazarları kendine gıpta ile bakmasını sağlayan adam!
Bir sevgilin bakışı karşısında
dahi muma dönen adam! Özü un ufak olan adam, gözü kör, sözü az olan adam!
Sana onlarca sevgili var arzu
edersen, bakarsan, konuşursan ve yazarsan! Bir yangına tutulmaya değer mi?
Hayatını cehenneme çevirmeye lüzum var mı?
Kaşı gözü kara olan adam!Yazı baharı kış olan adam!
Sözü damar, özü pınar, sözü çınar olan adam!
Aşk çilesine mi girdin? Kalp dergahında muradına mı erdin?
-Uzak durun benden! diyordu habire. “Ateşim sizi de sarmasın sakın!” diyordu binlerce kere.
Bir adam tanıdım acının tam
ortasında kıvrım kıvrım kıvranıyordu.
Canı yanıyordu.
Aşka tutulmuştu, hapı yutmuştu.
Kalbi kavrum kavrum kavruluyordu.
Beyni parçalanıyordu.
Buz buz kesiliyordu damarı,
kanıyordu içten içe! İşleniyordu hüzün ruhuna kanaviçe kanaviçe!
Yokluğunda cehennemi yaşıyordu
hücre hücre! Varlığında kim bilir cennete dönüyordu çepeçevre! Bir adam tanıdım
adı Kaptan’dı, böyle biliniyordu âlemde! Kim ne bilsin kalbi hangi demdeydi? Kim
ne çaksın, ne anlasın keyfi ne haldeydi? Adı Kaptan’dı sadece…
Yorgundu bakışları.
Hüzündü nakışları.