Ayrı’Lık
Ilık bir haziran akşamında hüzne gark olmuş duygularla
oturup evimde ki köşeme, dert içinden dert seçip derbeder olmak için hani
birazda aşk içip, İçip içip yazıyorum...
Yırttığım sayfaların önemi yok, mühim olan yazmak. Ben bu
kelamlar uğruna ilk kendimden geçiyorum. Bundan sebep benim değil
yazılanlar. Satır aralarından kaldır başını. Bu söz bu mısra bu şiir ve elbet bu
sair senin ...!
Kaldır başını dik dik bak yüzüme, gözlerinin karasında
boğulsun gemim, kaptanını kaybetmiş bir takayım, Karadeniz sevdamda senin izin, bilirim bu dalgalar aşar boyumu, bu oyunun sonu elbet ölüm, öleceksek
şimdi, yani illaki varsa ölüm, Neyin hesabıdır yaptığımız ?
Üçten fazla saymam ya kaldır başını ya söbele beni, sağım solum önüm arkam sen.
Sen adının ahı yüreğime dolanan kelam, Sen telafuzunda
ismimi unuttuğum, Sen gamzelerinde çocukluğumu uyuttuğum,
Sen bakışında Rahmana inandığım, Sen huzurdan esen meltem, Sen çöller diyarında rahmet, saçlarımın ucunda bir köşk, yüreğimin kıyısında
bir sahil, varlığımda bir şehir,
Kelamımda şiir sen..!
Yazmak ne çok yoruyor bu aralar beni... Meğer insan ağlar
ise yazamazmış.
Yazamıyorum uzun zamandır, çabamda yok zaten çarem de. Avuçlarımda ıslanırken resmin bilmem hangi buğu, hangi koku hangi nefes yorar
ruhunu.
Şimdi ben gitmeden bu şehirden çıkartıp silah namına
sözlerimi, vurup aşkı tam alnının ortasından hak namına, tutup hasretin elinden
basıp yetimleri bağrıma, hüküm giyip iki ömür Yusuf'un zindanında beklemeye
talibim seni..!
Ey beni kendine muhattap kılmayan !
Ey pür gurur!
Elbet Bir’Gün dolanır mısralarım diline, dilinden geçen
ruhunu vurur. İsimsiz mektuplar gibi şimdi satırlarım, benden geçti artık..!
Artık bir başka ülkede bambaşka bir şehirde güneşli günler
bekleyeceğim…!
Her doğum bir batış ve bileceğim bende çökerken hüzün sende
aşk neşe, bende kırılırken umud sen pür sevda.
Bende yıkılırken minareler senin kulaklarında aşk-ı
Muhammedi…!
Ve şimdi, sen kirpiğinin ucunu zindan bildiğim.
Sen uğruna kelamlarımdan geçtiğim, sen terkim vuslatım, sen evladım, yarınım..
Sen yalanım, gerçeğim, sen terkim, vuslatım, vuslatım terkim
sen..!
Arafta açan sevda dikenim, dört tarafımı saranım, yollarda
yolsuz bırakanım sen..
Bil açtım kanatlarımı diyarından göçüyorum ben ..!
---ILGAZ---