DOST YA DA SEVGİLİYSEN...
Dost ya da sevgiliysen, olma sevgide akim
İçimdesin daima, zihnim senle uğraşır
Kuşatıp her taraftan sensin gönlüme hâkim
Dedim sana kaç kere dostlar neden bağrışır
Tatminkâr cevabın yok, susmayı da bilmezsin
Bir hata yaptık diye yazdığını silmezsin
Oysa dostun gözleri her dem rahmetle ışır
Ellerin aç huşuyla tut yakala havayı
Dost ya da sevgiliysen, giderirsin zorluğu
Bu sahra gecesinde gözle gökteki ayı
Yaslan kum tepesine dinle cümle varlığı
İncecikten eserken çöldeki soğuk rüzgâr
İçine işleyecek ruhun duymasın efkâr
Gafletten uzak dur ki çekmeyesin darlığı
Çöl gibi tenha olma, gece gibi karanlık
Aldırma fit verene sen her zaman ol açık
Dost ya da sevgiliysen, duyma ele hayranlık
Hayra açılır kapı, gördüğünde durma çık
Zamanı kavramak zor, kavrayanlar aşarlar
Aşkın olup âlemde ebediyen yaşarlar
Yumaklanmış duyguyu anlamaz aklen kaçık
Sağmallar gibi olup her zaman sağılmadan
Kapılıp da yellere ne gelirse bahtıma
Deyip de sürüklenme kum gibi dağılmadan
Dost ya da sevgiliysen, dikkat eyle ahtın’a
Gözleri ışımakta görürsen vahşi varlık
Taş olmazsan yerinde kan akar ılık ılık
Ve aldanıp aldatma güvenme boş tahtına
Güle bak, kanadında kan damlar, söylenen bu
Sele bak arkasında bıraktığı mil ve kum
Bülbül mü olacaksın, gül mü; sanma bu tabu
Ezelden yazılmıştır kabul et gözünü yum
Dost ya da sevgiliysen, her şartta göreceksin
Yolu seçme hakkın var, yakinen ereceksin
Silkin şu pintilikten, deme “geliyor uykum”
“Yok” der, yeminler verip, yine eli ararsın
Silemezsin aklından; eller ki, iffetsizken
Gidip, gelip ha bire el yarası sararsın
Ruhum böyle ağlarken, hislerim de titizken
Aradığın nedir ki, söyle nedir maksadın
Dost ya da sevgiliysen, gizlemeden ön adın
Damla olup yıkmazdın, sen-ben bütün ve bizken
“Dost ya da sevgiliysen, gör bak canım yanıyor
Sağır bir gönle düşmüş için için kanıyor.”
(31.05.2011 / Elazığ)
Güneri Yıldız