“Serseri ayazların kurşun askerleri
Gönül metal bir kutuda can verir/
Sevişkenliğiniz olmasa…”
Ucu açık yaralar
Dallarda nifak çiçekleri
Ölü bir ülkenin sarı ayazı
Ayaklarında paçavra çocuklar
Sönmüş hürriyetlerine
Gam taşıyorlar
Evlek evlek uzaklar
Çıngıraklı yılan çağ
Devri şeytana dönük
Saçları acuze
Gözleri mim
Kayıp bir bulutun
Ellerine tutunuyor
Dinden dönme
Melekler…
Kaybolma!
Dön yurduna
Sahipsiz bir ölünün
Mecazında demlen
Ağızları yara balıklar
Sökünlerde ruh/
Sarmal bir köşenin
Kenarında yalnızlık
Yastıklar boş gözler kuru
Söz sırasına gizlenmiş yürek
Sivrisinek lambalar
Etrafına kanaviçe
Gül endamları…
Salkım saçak yaz
Saçları hülyalı deliler
Boşanmış ahlar
Boşalmış yürek
Çivit yeşili zamir
Kırkında edat
Sözler buluş
Yüzler gülüş
Tıknaz sersemlikler
Teni oylum kalem
Söz yazıyor bahtına
Kalp menziline hargür
Nedametsiz söylem
Çık gel yaralarından
Kabuğuna merhem
Çık/gel
Sevdam…
Nöbetteyim/