Nasırlı ellerin çile defteri
Oku oku bitmez çektiğin senin
Sulasın toprağı alnının teri
Bereket yağmuru döktüğün senin
Anarsın her işte ismi celali
Azmin kıskandırır gökte hilali
Dönerken kirmanın felek misali
İp değil ömründür büktüğün senin
Yaşatmadı kimse çocukluğunu
Ayıpladı herkes uçukluğunu
Görmediler asla burukluğunu
Hayallerdi kalpten söktüğün senin
Kocaya verdiler çocuk yaşında
Bir bölük horanta döner başında
Ocağa çattığın kor ataşında
Solan gençliğindir yaktığın senin
Çoluk çocuğunun rızkı uğruna
Vur hadi çapanı toprak bağrına
Gururla elini daya böğrüne
Mübarek emeğin ektiğin senin
İnek davar gelir sağar sıkarsın
Onca esvapları elde yıkarsın
Sırtında şelekle çalı çekersin
Yüce dağ başıdır çıktığın senin
Köyünden başka bir âlem bilmezsin
Yokluktan büyük bir elem bilmezsin
Okuma bilmezsin, kalem bilmezsin
Ağıttır, feryattır yaktığın senin
Talihsiz hayatın gitmez gücüne
Yılları bağlarsın ömür göçüne
Genç yaşta ağaran zümrüt saçına
Yalnızlık tacıdır taktığın senin
Gâh rüzgâr olursun dağda esersin
Gâh yağmur olursun yollar kesersin
Gâh feryat olursun ağlar, susarsın
Bir gözyaşı selidir aktığın senin
Sevdaların vardı, gönlünde kaldı
Tüm hayallerini mevsimler çaldı
Yine o gözlerin nereye daldı
Bir hüzün deryası baktığın senin
Elinde yetişen gonca güllere
Dalında şakıyan şu bülbüllere
Sana hayran kalan tüm gönüllere
Ölümsüz ismindir çaktığın senin