Hey s â k i,
İntiharların harlı tarafından doldur yokluğumu
Ki…
Şerefi bilmeden şerefi bize öğretenlere armağan olsun
Siyah beyaz bir resmin
Kanyonlarında yolumu kaybettim
Taş duvarlar sesiz ve çivi çakılmıyordu
Siyah çerçeveler ağlıyordu..
A s a m ı y o r d u m.
Z/amansız yangınlardan
Bir rüzgâr kürü ekildi
Sorular biriktirirdi bizi
Çoğulun s/es tarafından ekilmek lazımdı her başkaldırıya
Öylede olduk..
Tükettiğim cümlelerin
Hüzün basamaklarını tırmanıyorum şimdi
Mütemadiyen yokluk kokuyor nefesim
Derin bir ahkama dayıyorum sırtımı
Uçurumları göz perdemin sonsuz görüş alanına iterek
Ş i m d i
Mavi kuyruklu bir uçurtmanın intiharını seyre durmuş lodos
Öylece esir bir yelkene tutunarak
Utangaç bir öpüş emiyor
Aşka masumiyet b/içmiş dudaklarımı
Sürtünük düş kılıklı kadın üryanlığına gebe şimdi tüm gece
İsimsiz çocuklar için ulak salınıyor gündüz erken gelsin diye
Gamzelerinde uyuyan zamanı hoyratça uyarsın Lâ
Üzerine kezzap sıçramış gibi ürksün melaike
Bir sarı başak cenini ekiliyor eylülün kucağına
Bir tarafını usulca noktalıyor
Tebeşir iklimlerine çizilen siyah tahtaların
Sürgün yedik be bala sürgün yedik
İki dirhem bir çekirdek deli/kanlıyken
Sürgün yedik..
---Yalnızlık Abidesi şiirime yorumunla değe kattın sonsuz teşekkürler dost..
---n u r e t t i n Ö N D E R