Bıçak
Bazen kör, bazen acı bir dokunuştur bu bıçak,
Kesikler görünmez, bir o vardır bir de sen…
Acıtır, kanatır inceden ve derinden…
Saplanır yüreğe!
Sökercesine…
Kahırdır, ölümdür bu dokunuş,
Akarda kan! Sır vermez…
Saplanır!
Şehadete susamışa saplanır gibi…
Dokunuşu tebessümdür,
Sevgiliye bürünmedir kesikler…
Ve ölüm gelir ak.. ak..
Sevda akarda taşar,
Yaralardan ak bir aşk akar…
Bazen bir gülü koparan el gibidir bu bıçak,
“Dikenler batsa da ”ona uzanmak…
Sevgi akar, huzur akar senden yine de…
Ucunda kanamakta olsa, gül kokmak…
Ve dokunduğu yerden, damla damla gül akmak…
Bazen rahmet bulutları gibidir bu bıçak,
Bir dokundu mu seller gibi akmak…
Şimşekler, yıldırımlar konsa da parmak uçlarına,
Yol vermese de damarlarına,
Akmak ve boşaltmak ne varsa,
Pınarları çatlatırcasına…
Kır çiçekleri gibi dokunur bazen de bu bıçak,
Sessiz, doğal ve naif…
Yudum yudum renk olur her yeriniz,
Akışa yardımcıdır kelebekleriniz,
Ve bu akışa kapılıp çiçeklenirsiniz…
Nilüfer Zontul Aktaş
(
Bıçak başlıklı yazı
Zontul tarafından
17.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.