Dur!
Rahat ol
Basamağın
keyfini çıkart
Laf
cambazlığını bırakıyorum
Laf
ebeliğine soyunacağım bundan sonra
Tehlikeli
oluyordu bir ipin üzerinde
Bir oraya
bir buraya seğirtmek
Yeni kelimelerin
doğumuna
Tanıklık
edeceğim
...
Ağır
kalibreli söz çıkartan avazları da bırakıyorum
Şan
derslerine başlarım belki
Kim ne
yaparsa yapsın
Ben yokum!
…
Yeni bir
hikaye önümde
Eskisinin suyu
çıktı elbette
Salt
doğruların durağına yaklaşınca
Bir sürümlük
iz kalmıştı önümde
“Sür gitsin
karanlığın üzerine”
Dedim,
Ve yürüdüm
işte
Dahası yol
bitmedi hala önümde
…
Sıkışıp
kalmıştım belki de bir yerlerde
Gün
dediğimizin dönümü önümde
Dönülemeyen
gece ise ardımda
Aralıyorum
karanlıkta bir perde
Sürek avı
değil çektiğimiz böylece
Zihne düşen
gölgeden mütevellit her şey
Son sınırı
da kaldırdım mesela dün gece
Artık geçiş
için uğraşmaya gerek yok
Ne kadar
sınır kapısı varsa açtım kendime
…
Ayak
izlerimde kaybolduğum akşamların modası geçti
Şimdi narçiçeği
bir ruj dudağımda
Ellerimde
yine aynı boyalı tırnaklar
Saçlarımda ay
ışığı sabahlara kadar
Sapsarıdır
saçlar
Yeşil gözler
Görkemli
kahkahalar
Daha ne
isterim Tanrıdan
İyi bir
uyku!
…
Üflerim
başucu lambasına
Düş perileri
rüyamda
Avunurum
uykuda….
Maide Özgüç