O kadar çok kırıldım
ki
O kadar olur
Heybem kırıklık dolu
Kalbim de…
Hani rüzgâr esse kırılacak gibiyim
Kuru bir dal
Bir kibrit çöpü
Bir kürdan inceliğinde ve kırılmışlığındayım
Hep tedirgin
Hep hassas
Hep tetikteyim
Ha kırıldım ha kırılacağım terazisindeyim
Beni gönlü mamur olanlardan bilme
Ömrü mesut olanlardan kabul etme
Adı bahtiyar olanlardan da…
Bir günlük ömrü olan kelebeğe benzet beni
Bir sevimlik canı olana…
Bir öpümlük nefesi…
Bir sarımlık sigaraya
Bir içimlik aşka
İçtin bittim hesabı…
O kadar yalnızım ki
Kimse yok dünyada sanki
Başım dönüyor yalnızlıktan
Sensizlikten içim kalkıyor
Ağız dolusu yokluğunu kusuyorum
Rezil bir ayrılığın içindeyim
Vezir olmayı düşlerken…
Sana uyanmak varken kaoslara uyanıyorum
Sana varmak varken yoklara varıyorum
O kadar çok ağladım ki
O kadar olur
Sağanaklarım şehrini bastı şemsiyeni açtın kaçtın…
Oysa onlar sanaydı ıslansaydın…
O kadar yalnızım ki
Ne gelenim var ne gidenim
Kalakalmışım ömrümün ortasında
Ne sevenim var ne sevilenim.
O kadar olur!
Hani giden her otobüs
Benden bir parça götürüyor
Sallanan her mendil
Benden bir can alıyor
Beni benden alıp giden sevgili
Geri dönüp de bakmıyor belli…
Bu kadar olur!