Yüce Allah, kusursuz bir zekâ ürünü olan, bir sonunun dahi bulunamadığı bu eşsiz kâinatın hamuruna güzellik mayası katmıştır. Kâinatta tek bir şey yoktur ki onun en az bir güzel yönü olmasın. Güzellik mayasıyla kabaran bu kâinat, hayrından şerrine değin her yönüyle güzelliği barındırmaktadır bünyesinde. Bize kötüymüş gibi görünen şeyler bile güzelliği kötünün mahreminden alarak, belki bize haber vermeden güzelliği zuhur ettirmektedirler. Zaten kâinatın yaratıcısına baktığımız zaman, merhameti bol olan ve kusursuz bir zekâya sahip olan varlığı gördüğümüzde onun yarattığı kâinatın her zerresinde güzelliğe rastlamamızın bir tesadüf ürünü olmadığını anlamamız hiç de zor olmuyor. Unutmamalıyız ki, her eser ustasının sahip olduğu rengin tuvale yansıtılmış şekli niteliğindedir.

Allah, insanları güzellik ve estetiğe duyarlı bir şekilde yaratmıştır. Bu yüzden dünyayı insanlara hizmetkâr kılan Allah, dünyayı insanlara hitap edebilecek bir güzellik örtüsüyle kaplamıştır. Mesela bitkilere çevresindekileri hayran bırakacak güzellikler vermiştir. Çiçekleri düşünsenize… Çiçekler, tek bir yönden değil birçok yönden güzelliğin zuhurunu gerçekleştirmektedirler. Sadece bir gülü incelediğimizde bile, o gülün ustasının ne kadar üstün bir sanatkâr olduğunu kolayca anlayabilmekteyiz. Ayrıca gülün üzerinde bulunan dikenler sayesinde de güzelliğin kıymete değer olduğunu, kötülerin büyüsünü örttüğünü görebilmekteyiz. Veya bazı çiçeklere baktığımız zaman, üzerlerinde birçok rengi aynı anda ve muhteşem bir desen oluşturacak şekilde barındırdıklarını görürüz. Sonra anlarız ki, insanları güzellikten mahrum etmeyen Allah, yarattığı varlıklara sıradan bir güzellik vermemiş, estetik bakımından da bir zenginliğe kavuşturmuştur. Ayrıca bize acı gelip, hoşumuza gitmeyen, bunun neresi güzel dediğimiz bitkilere bile gizli bir güzellik vererek onların birçok hastalığa şifa kaynağı olmasını sağlamıştır.

Hayvanlara baktığımız zaman ise yine gözlerimize inanamayız. Bir papağanın güzelliği, kuğunun zarafeti, atın asaleti, köpeğin sahibine karşı uysallığı, kelebeklerin üzerlerinde taşıdıkları rengârenk bir örtüye sahip muhteşem desenleri, bir arının süper bir matematik zekâya sahip olmadan yaptığı olağan üstü bal, ceylanın gözü, zebraların üzerlerinde barındırdıkları desenler, bülbülün sesi, aslanın görkemi… Bunların hepsi ve daha fazlası Allah’ın verdiği güzelliği gözler önüne sermektedirler. Ayrıca hayvanların birbirlerini avlayarak doğal dengeyi sağlamaları da içinde gizli bir güzelliği saklamaktadır. Bazı insanlara ne kadar vahşice gelse de, eğer hayvanlar birbirlerini avlamasalardı besin zinciri bozulur ve dünya yaşam sahası olmaktan çıkardı.

Yüce Allah, biz insanoğlunu da her yönden kusursuz bir güzellik içinde yaratmıştır. İç organlarımızdan tutun, ruhaniyete kadar güzelliği barındırmaktayız hepimiz. Mesela kimimizin gözü, kimimizin boyu, kimimizin dişleri, fiziki yönden olmasa bile kimimizin düşünceleri veya ruhaniyeti hep bir güzellik barındırmaktadır. Sadece iç organlarımızı bile ele alacak olursak; her bir organımız ayrı bir gereksinimimizi karşılıyor, sistemli bir şekilde vücudumuza dizilmişler, aralıksız görevlerini yapıyorlar ve bizim yaşama tutunmamız için uğraşıyorlar yani sadece bu özellikleriyle bile güzelliğin zuhur etmesinde rol alıyorlar. Bir insanın vücudunda bir eksiklik bulunması veya yaşanan hastalıklar da gizli bir güzelliği barındırmaktadırlar. Vücudunda bir eksiklik bulunan insan, o eksikliğin yardımıyla normal insanlardan daha fazla güzelliği fark edebilme güzelliğine ulaşır ve böylece o eksikten yola çıkarak kâinatta elinde bulunan güzelliğe daha fazla önem verip, asıl güzelliklerin barındığı ahiret yurduna da daha iyi hazırlanır. Çünkü o insan, elinde bulunduğu güzelliklerin yardımıyla eksik olan güzelliğinin önemini anlar ve ahirette o güzelliğe süresiz olarak kavuşmak için çaba gösterir. Veya bir eksiği bulunan insanlar, diğer insanlara ibret olarak farklı bir güzelliği zuhur ettirirler. Bu yönlerinden dolayı da yine ahirette dünyada mahrum kaldıkları güzelliğin karşılığını kat kat alırlar. Hastalıklar sayesinde de farklı güzellikler zuhur etmektedir. Eğer hastalıklar olmasaydı; bize acı gelen, hiçbir fiziki güzelliği olmayan bitkilerin şifa yönüyle güzel olduklarını öğrenemezdik. Veya hastalıklar olmasaydı, sağlıklı yaşamın güzelliğine şahit olamazdık.

Cansız varlıkların da hamurunda güzellik vardır. Toprak güzel olmasaydı tohum onu sevmez ve bitkiler yetişmezdi. Güneş güzel olmasaydı bitki ondan yararlanamaz ve otçul canlılar var olamazdı. Dağlar, ormanlar, gökyüzü ve deniz gibi daha sayabileceğimiz birçok örnek Allah’ın bahşettiği güzelliği zuhur etmektedirler.

Dünyada yaşanan depremler, volkanik patlamalar, savaşlar da zararlı yönlerinin yanında gizli bir güzellik taşımaktadırlar. Depremler, dünyada ki adaların sürekliliğini sağlayıp, insanlara dünyanın daima eğlence yeri olmadığını, dünyada ki rahatlığın geçici olduğunu ve başka özellikleriyle de güzelliğin zuhurunu sağlamaktadırlar. Volkanik patlamalar ise bulundukları yerin toprak verimini arttırıp, magmanın dengesini sağlayarak, dünyanın var olabilmesi için ortaya bazı güzellikler çıkarırlar. Savaşlar ise barışın güzelliğini zuhur ettirirler. İnsanlar savaşların ardından barışın önemini anlarlar. Daima barış olsaydı, nefis barışın güzelliğini sıradanlaştırırdı.

Yazımda kısaca bahsetmeye çalıştığım gibi; Yüce Allah, kâinatta her şeye bir güzellik bahşetmiştir. Bu güzelliklerin kimisini açık açık bizlere gösterse de kimisini de bizim bulmamızı istemiştir. Ama hakikat olan şudur ki; üstün zekâ sahibinin yarattığı bu kâinat, yaratıcısının rahmetini ve sanatkârlığını gözler önüne sermektedir. “Hayat güzelliklerle doludur, yeter ki siz güzel bakmasını bilin.”
( Yeter Ki Gözler Güzel Baksın başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 21.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu