“-va! o da ne ,

gı hiş bu zamana

zabahlayın yenen gayfaltıynan durulu(r) mu gı”

Güssün gelinimize bak valla garışman

“bizim köyde ağşam gec olu”,

obal da boynuna,

höle ya(ğ)lı dolaza

iki de yımırta gır(ıvır)ayın da

hışır turşusunu da seve(rsi)n gari,



“-nerde bulacaksın şeer yerinde

hışırı-mışırı, keşiri[1]

valla kaş kere gulağını çiniletdim ha

inanmazsan İmine Abama sor valla

deği(l) mi gı aba

“heye” desen ya”

“-hı-hı”



“-gel abla ne yapacaksın, zahmet etme

zaten kalvaltıyı yeni yaptırdım Ahmete

nasıl olsa mesaisi yok dedim..

dün “

anneme peynir basıverdiydi

“Gülsüm çok yoruldum hamlık[2] duttu” dedi

biraz geç kalksın diye uyandırmaya kıyamadım”



“-elleme yatsın netçen

“gabak bile yata yata böyür”

herifin delannı gısmısı, zabahları gakamaz,

her yanarı dutulur,yatak keyfi etmese olmaz

elleme netçen, galdırıp da”

“-töbe töbe va(hh!)

bu nası .ok yemek gari

etrafa cay eder gibi”





“-ıramatlık bobam, bek metederdi Ahmadı

bu çocuk böyük adam oluu(r) elerde” deye sayıklarıdı

bi de goyun gütmeye filen getse, bakarsın

ne varısa o kitabı elinden burakmazdı

ne okur, ne anlar, nasıl akıl yetiriridi şaşarsın

emmimin, Ahmadın kitabına dökdüğü para,

ahmadı okutcan deye etdiği mesarif

motur alı(r)dı

köyü satın alıdı valla

gızlar halı dokudu,

hep Ahmada yollandı da

senin Ahmad öyle okudu

yaa evlat golay etişmeyoru

golay mamir olunmayoru”



“-gayfaltı mı galı gıı bu-z(a)mana

ileşber adamın gözü uykuya ganmaz

bi de bunun öğünü file olmaz

ileşber dediğin adam var ya

ordan bi çomaç alı eline, bi yandan yer

bi yandan işine ğeder

Gucurlar gibi yolma yolmaya deği(l) de

keyfetmeye gedersen

çayından aşına,

Hapbananın keyfine keder

sen yolma yolarkana Pısılıbucağında

eller zehreyi serbine deper

harmandan gakar geder

harman ısladırsın güz ya(ğ)mırlarına”



“-bobam ıramatlık da

“beygirin durup da sıştı(ğı) gibi

iş vahtı duruvurup da yemen

bi yandan da işinizi işlen

Yamacı Aziz[3] bile

Macar Odasında hemi bize cuvap yetiri

hemi de

bı yandan papba ipi mumlar” derdi”



“-garın doyurmalık mı canıııım

ha şurdan iki sunum bişi(y)

hadin gari, gabı ayrı olanın

dadı ayrı olurumuş hani”



“-Ahmet de pek sever haşhaşlı çöreği

gök peyniri[4]”

“-ona da götür, ay Güssün

haggaşlıdan götür,obal da boynuna,

Safıya bohçalayvısın da

peynir de gazıvırayın vallaha ha,

tandır ekme(ği)nin arasına

bohçalayvıralım da al-get ay bizim gız

açcık tepsersin[5], yeni suladım daha

yumuşayvısın da

ilafı mı olur Alla(hı)n aşgına

sen bilmen emme,

biz birbirimiziz, senin gayınna

bizim herif yandan akraba”

..

“-ya daa bakın bii, hurda ağşama ne ğaldı gı

ağşamlayvıralım ha

ç(ğı)ralım Ahmadı da”



“-ıramatlık bobam da bek sever-idi

yaz gelse de pıransa yapra(ğı)ynan çökeleği,

ya da bi çomaç etsem deri peynirini,

üsdüne de iki lık[6] Söğütlünün suyu” deye

öyle sayıklarıdı ay abaa gıı inanmasın..



“-hayır canım burada kolay

ben kışın diyorum amma

ben pek beceremem ki

Ahmet de der;

“Gülsüm hanım

şimdi bahçelerde pembe domates

pırasa yaprağı, çökelek, peynir düreceksin ki

tandırda yeni pişmiş sac ekmeğine dür”



“-bobam da “peynirin küfü,

pensilin yerine bire-bir” derdi

kimbilir hankı derman uçuysa gari

neler neler canı isdedi deee

nur içinde yatasıcaaa”

…….



“-bi dee “Safıyanın yaydığı ayrana

teze bosdan çintecen de çalcan gaşşığı”

“-evet evet,

Ahmet hep hayıflanırdı

taze ayrana gevrek yufka bulamaç mı”

“-ı ıhh doğramaç deyviriz biz ona”

“-ha! eveett doğramaç”



“-ah ıramatlık bobacazıımm,

“anan gün görmedi” deye deye

getdi vardı öte dünyaya

nur içinde yatasıca

ne ıramatlık anama doya bildi, ne

gahrolasıca yalan dünyaya

ne de torunnarınaa”



“-becersen bile ay Güssün gelin,

şeer de fırın var mı ki”

“-bi fırının kı bile ötekine benzemez”

“-ıramatlık bobam hep

Hapbananın fırınında etdiridi

Son fakıt da Mamaşlarınkında”



“-Satellerinkinde etdi Safıya”

“-bek gözel olmuş”

“-Safıyam etdi gellabası”

“-töbe töbe”

“-pek güzel olmuş, Safiye o kadar oldu mu kız!





[1] keşir: havuç

[2] hamlık : alışkın olmamaktan kaynaklanan çalışma

[3] yamacı: lastik ayakkabı tamircisi

[4] gök peynir: küflü peynir

[5] tepsermek: ıslaklığı her tarafa yayılarak suyun emilmesi. Islanan şeyin suyunun uçması, yumuşamak, nemi içine çekmek, tavlanmak

[6] lık : gırtlak sesi, yudum anlamında


( Köy Düğünü - Safiye 3-dünür /c başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 23.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu