“Canım sana çok susadı.”

Bir yüz görümlüğü, bir dokunumluk, bir bakımlık, bir öpümlük gelsen hani?

Çölü çayır çimen eylesen n’olur?

Dikenleri gül eylesen…

Sensizliği bertaraf etsen…

Kimsesizliği tarumar etsen hani!

 “Sen çölündeyim.” her taraf uçsuz bucaksız sensizlik tepeleriyle dolu, yokluğun toz toz üzerime geliyor.

Sensizlik rüzgârında savunmasızım.

Nefes alamıyorum.

Seni göremiyorum.

Boğuluyorum yokluğunda.

“Sen kaybından gideceğim.” bu gidişle, doktorlar durduramadı bende akıp giden seni. Tampon falan hikâye, sensiz kalınca insan hiçbir şey tampon olamaz yüreğe çeken bilir!

Sen kaybından gideceğim. Aşk ayıbı olacak bu âleme. Deli etme adamı!

Ne kadar da çokmuşsun bende!

Ak ak bitmiyorsun, git git tükenmiyorsun. Sanki aktıkça çoğalıyor gittikçe geliyorsun bana. Bu ne kadar sendir toplamışım koymuşum yüreğime.

Harca harca bitmez, at at yitmez.

Git git gitmez!

“Sana aşığım biliyorsun.” Sana yaralıyım bunu da biliyorsun. Sevaptır yaralıya su vermek. Gelsen bir damlacık ne olur? Çöllerinde dolaşırken yalnızlığın dudaklarım yarık yarık oldu, çatladı. Sen vahasını ararken gözlerim yokluğuna takıldı. Dağlar gibi geldi üzerime hüzün, okyanuslar gibi aktı gözlerimde yaşlar.

“Mübalağadan öte sevmişim seni” gör bunu.

Hayra yor beni…

Sana yor…

Seve yor.

Senden arta kalan hüzündür ortalıklarda hayatıma bulaşan.

Yalnızlıktır canıma batan.

Aşksızlıktır ruhumu kanatan.

Senden önce ben şad iken mesut bahtiyar iken; senden sonra ben naşad, haşat ve ihtiyarım.

“Sana ağlıyorum.” Kadersizliğine, bahtsızlığına, kalp sızılığına…

Gel bana diyemiyorum.

Ama sen gel bana yine!

Aklım hep sende, gönlüm sen zaten!

İçimdeki seni kimse alamaz ya, içimdeki sana kimse yasak koyamaz a!

Hep bakıyorum sana gizli gizli, saklı saklı…

“Sana bakıyorum usulden.” Gözlerine dalıyorum, çıkamıyorum bir türlü. Masal ülkelerine seyahat ediyorum. Galiba ben gözlerinsiz yapamayacağım.

Saçlarına takılıyorum, çözülemiyorum bin türlü. Kasten öyle takılı kalmak istiyorum ömrüm ömrüne takılsın istiyorum. Galiba ben saçlarınsız edemeyeceğim.

Dudaklarına bakıyorum, içesim geliyor. İçtikçe içsesim, kandıkça kanasım geliyor. Galiba ben dudaklarınsız edemeyeceğim.

“Canım seni çok çekti.” Acıkmışım sana, lokma lokma arzulamışım. Kalp kacak sana hazırlanmışım. Çatalyürek seni sevmişim.

Afiyetim ol, şükrüm!

Doymuşluğum ol!

Ac(ş)ıkmışlığım ol!

 

( Canım Sana Çok Susadı başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 8.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu