Gece ikilerde üçlerde yatmama rağmen gençken doyamadığım uykular bir türlü gelmiyor. Soğuk yatağıma usulca yatıyor yorganı başıma kadar çekip büzülüyorum cenin gibi. Sonra hem dualarımı okuyor hem de dalıyorum hayallere, geçmişte yaşanan günlere, yavrularıma,( birde burnumda tüten yavrumun yavrusuna) derken bilmem ne kadar zaman sonra zifiri karanlık gecenin koynunda kayboluyorum. Neler gördüğümü çoğu zaman hatırlayamadığım rüyalara doğru seyahate çıkıyorum.
Sanki çok uyumuşum saatler geçmiş sanarak gözlerim açılıyor,
başucumdaki saate bakıyorum daha tan yeri ağarmamış, daha çok erken deyip
uyumak için yorganı iyice çekip gene bir yolculuğa başlıyorum ama ne mümkün.
Hani her durakta durup yolcu alıp indiren ara sefer otobüsleri gibi gözümü
kapatmamla açmam bir oluyor. Böylece bana azap gibi gelen birkaç saati daha
yatakta geçiriyorum. Bu seferde dinleneyim derken sıkıntılarım, dertlerim,
işlerim düşüyor beynime ve içimi bir yanma alıyor, bir oyana bir buyana dönmeye
başlıyorum yatakta. En sonunda kalk uyku senin neyine deyip fırlıyorum
yataktan. Odamın kapısını açıyorum hiç ses soluk yok, şöyle bir geziyorum evi
camdan denize doğru bakıyorum bir müddet. Eskiden yetiştirmek için uyuyamadığım
uyku uyumadan ikinci güne devam ettiğim işler yok, olsa da bende onu yapmaya
istek yok. Elimi yüzümü yıkayıp televizyonun düğmesine basıyorum, kanal kanal
geziniyor bir yerde duruyorum. Elime el işimi alıyor oturmaktan çökmüş koltuğuma
gömülüyorum. Artık benim kahvaltı hazırlamamı bekleyen kimse yok, zaten benimde
canım hiç kahvaltı yapmak istemiyor. Böylece öğlen saati geliyor isteksizce
kalkıyorum yerimden mutfağa geçiyorum dolabı açıp bakıyorum ne yesem diye
düşünmeye başlıyorum, her şey var ama öylesine yemiş olmak için bir iki çeşit
kahvaltılık alıp poşet çay yapıp zorla yemeğe çalışıyorum. Eskiden kahvaltıyı
yapar yapmaz öğlen ne yiyeceğiz diye düşürdüm mutfaktan çıkmadan yemeğe
girişirdim ve en az üç çeşit yemek yapardım. Bu sabah kahvaltı yaparken şöyle
bir düşündüm. Önce tavuk yapacağım zaman ne bileyim ona lezzet ve görsellik
katmak için yaptığım hiçbir girişimde bulunmuyorum artık, etleri terbiye
etmiyorum önceden, fırında tepsiler dolusu süslü sunumlu yemekler yapmıyorum.
Kendimi bırak arkadaşlarımın doğum günü için değişik şekillerde pasta yapan yarışmalara
katılan tavşan pastamla meşhur olan, patates salatasından kardan adam yapıp
eline süpürgesini tutturan şekil şekil çeşitli lezzetlerde kurabiyeler yapan
ben çoktan kaybolmuşum. Gerçi evden çocuklarımın uzaklaşmasıyla yavaş yavaş bu
duruma geldim ama gene de normal gelmiyor bana. Artık giyinip süsenip ev
oturmalarına gitmiyorum, alışveriş yapmak için mağazaları gezmiyorum, bazen
günlerce evden dışarı çıkmıyorum, dakikaları yetmeyen telefonumu elime almak
istemiyor canım… vs… vs…
Her şeyi
yapmaya çalıştım, siyasette yer aldım canla başla çalıştım, derneklerde gönüllü
görevlerde bulundum, gazetecilik yaptım, hep etrafımdakilerin mutluluğu için
koşturup durdum. Ama geriye dönüp bakıyorum da bu yaptıklarım bana dost arkadaş
kazandırsa da gene de çok vefası olmayan şeylermiş. Artık anlıyorum ki insan sadece
dalları olan ağaçın çiçek açması gibi çocuklarıyla varoluyor, ailenin kalabalık
olması insanı hayattan koparmıyor, yaşama gücü ve sevinci veriyor.
Daha fazla yazıp
sizi de kendimi de bunalıma sokmak istemiyorum. Yoksa sayfalar dolusu
yazabilecek kadar doluyum hayata. Herkes bilir kalemi elime aldığım zaman
sayfalarca harf ve duygu dökülür yaprağın üstüne. Hep kalemle kağıdı sırdaş
ederek atlattım tüm sıkıntılarımı ben bu güne kadar.
Evet, bu sabah karar verdim bunları yazdıktan sonra giyinip dışarı çıkacağım deniz kenarında soğuk havayı ciğerlerime çekerek oturacak ve Rabbime şükrederek tekrar ayağa kalkıp dirileceğim. Her yıkılışımdan sonra yaptığım gibi kendi kendime kalk bak kimseden sana fayda yok, senin yıkılmanı bekleyen insanlara yıkılmadığını dimdik ayakta olduğunu göster. Dostlarını sevindir, düşmanlarını üz diyeceğim. Rabbim bana güç ver ve bugünleri atlatmama yardım et. Amin...
Bir anda yazmaya karar verdiğim ve hislerimin dökülmesiyle on dakikada yazdığım ve tekrar okuyup kontrol etmediğim bir yazım. Sürçi lisan ettim ise affola...