Online Üye
Online Ziyaretçi
Niye bu laf kalabalığında martılar
Dinleyenlerle yüz göz olmuşluk
Galata köprüsünde içilen üç çay
İstanbul akşamında var bir sarhoşluk
Vapurdan sallanan bakışlara say
Aralara kaynamış yılların eskimişliği
Ayakta zoraki kalış açık pencereler
Omuz omuza verilmiş bir kıyam ki
Ezanlardan yaratana yükselmeler
Aslında zamanı gelen bir rükû vakti
Deniz sakin boynu bükük yolculara
Birkaç olta tepemizde savrulur durur
İstanbul alışkındır yakalanmışlıklara
Yaşlı garsona boş tabaklar sorulur
Karışır kahırlar anason dolu bardaklara..
Dr.süreyya önder