“ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM, ZALİMİ ASLA SEVEMEM”
Sevgili Dostlar;
2013
yılını acısı ile tatlısı ile bitirdik. Senenin son ayı olan Aralık ayında Milli
şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da anmayı unutmadık. Hemen her anma toplantısında
Akif’in şiirlerinden örnekler verilirken özellikle şu şiiri vurucu tonlamalarla
seslendirildi:
“Zulmü
alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi
için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma
saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa
yanımdan kovarım.
Üç buçuk
soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına
haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan
beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç
tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı
isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki,
fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara
gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek
için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada
geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim,
çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!”
Bu
şiirle her ne kadar Akif’in düşünce yapısı anlatılmaya çalışılıyorsa da;
aslında, millete bir mesaj verilmekte, haksızlık karşısında susmamaları,
görecekleri çileler olsa bile hakkı tutup kaldırmaları istenmekte. Zaten şiiri
yazan Akif’te sırf bunu anlatmak için haykırırcasına bir dil kullanmış.
2013’ün
27 Aralık günü bu kutlamalar yapılırken; daha on gün öncesi yurtta, devletin
birçok bakanlarının da içinde olduğu bir operasyon başlatılmış, adına da
YOLSUZLUK OPERASYONU denilmişti.
Bizler
sade bir vatandaş olarak gelişmeleri medyadan takip etmeye çalışıyoruz
çalışmasına da; medyanın hiç biri aynı bilgiyi aynı doğrulukta vermiyor.
Birinin “ak” dediğine diğeri “kara” diyor. Bu hazin tablo karşısında kime
inanacağımızı şaşırır olduk. Öyle ki, daha dün birbirlerine övgü dolu
methiyeler dizenler, birden bire aynı kişilere ağza alınmayacak çirkinlikte
saldırır oldular. Bu davranışın millete faydalı olduğu aklı başında olanlarca
kabul edilmesi düşünülemez. Olsa olsa, millet düşmanı şer odaklarının işine
yarar ve ancak onları sevindirir.
Mehmet
Akif’i anma programlarında O’nun dilinden “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla
sevemem/ Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem…” dizelerini okumakla işler
hallolmuyor ne yazık ki. Şiirde isteneni anlamadan dillendirmek, havanda su
dövmeye benzer.
Bu
devlet bizim, bu vatan bizim. Başka da gidecek yerimiz yok. Hükümeti ile
muhalefeti ile tek bir amacımız olmalı; o da, “millete daha iyi nasıl hizmet
edebiliriz, millete yapılacak kötülükleri nasıl bertaraf edebiliriz” olmalı.
Yoksa “ben nasıl olsa iktidarım her sözüm doğru, her işim haktır” veya “nasıl
olsa muhalefetteyim, kaybedecek bir şeyim yok, iktidarın her işine kötü deyip
çomak sokayım” mantığı ile hareket edecek olursak; önce fitne alır başını
gider, sonra da içinde beraber yüzdüğümüz Türkiye gemisi öyle bir yara alır ki,
batar gideriz de kimsenin umurunda olmaz. Olsa olsa sevinçlerinden dört köşe
olurlar.
Konu ile ilgili “FİTNE DENİZ
GİBİ DALGALANMAYA BAŞLADI” başlıklı yazısında Demokrat Eğitimciler Sendikası Osmancık
İlçe Temsilcisi Sayın Sakin Karakaş, her düşünen vatandaş gibi düşünüyor ve
soruyor bizimde merak ettiğimiz soruyu “ne oldu da birden bire her şey
değişti?” Devamında “Dün kader birliği yapmış olan güzel insanlar şimdi “Gazete
aboneliğini iptal ettirelim” ya da “Onlardan gelen hayır
olmaz olsun” edebiyatına girdiler. Dün el ele kol kola ve gönül gönüle
hareket edilen insanlar için bir anda “Yalakalar, çanak yalayıcılar” gibi
sözler kullanmak ne derece doğru? Ne acıdır ki, fitne, fesat ve
dedikodu müessesesi tıkır tıkır işliyor.” Diye sürdürüyor yazısını.
Aynı konu ile ilgili
olarak Sayın Dr.Burhan Özfatura’ da “BİTMEYEN GERİLİM VE MAĞDURİYET
SENARYOLARI…” başlıklı yazısında “Nedir, bu Dünya hırsı? Nedir, bu bitip
tükenmek bilmeyen arzular? Nedir bu, “benden değilsen, düşmansın”
politikaları?” diye soruyor ve hükümete bir hatırlatma yapıyor. Şöyle diyor
yazının son yerlerine:
“Bugün
için; alkış tutan, övgüler düzenleyen, kalabalıklara da pek güvenmeyiniz. Bizim
muhafazakar kesimin, ne kadar ürkek olduğunu unutmayınız. 27 Mayıs ta Rahmetli
Menderes’in / 12 Eylülde Merhum Erbakan’ın ne kadar desteksiz kaldığını
hatırlayın. Cenab-ı Hak’kın ( CC)
dışında, hiçbir gücün önemi olmadığını unutmayın. ( sıkıntıyı görünce, hepsi
buhar olmuş , kaybolmuştu.)
Hele hele; dalkavuklara, Cenab-ı Hak ( CC)
korusun şirk kokan iltifatlara yüz vermeyiniz.( Lütfen Today’s Zaman ‘da 22 Aralık’
ta çıkan, Bülent Keneş imzalı yazıyı okuyunuz.) Kâinatın Efendisi ( SAV),
“Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan, Cennete giremez” diye buyurduğu
halde, aşağıdaki iğrenç sözleri söyleyenleri etrafınızdan kovunuz.
“-
Gerekirse Başbakana secde bile ederim. /Başbakanımız, bizim için 2.
Peygamberdir./ Hazreti Mehdi, R.T.Erdoğan ‘dır.inşeallah./ Erdoğan için , her
gün 2 rekat şükür namazı kılınmalı./Erdoğan’ı halife-i ru-yi zemin olarak tanıyor be biat
ediyorum./Rize , İstanbul ve Siirt mübarektir./ Sayın Başbakana dokunmak bile
bence ibadettir./ Fatma ,birçok şeyden ayrılabilir. Ama AKP ‘den, Başbakanından
ayrılamıyor. Fatma, canını Başbakan ve AKP ye kurban eder. / Kazlıçeşme
meydanına gitmek, farz-ı ayndır./ Erdoğan, benim atamdır./ AKP li olmak,
Başbakana nikahla bağlanmaktır./ Allaha yemin ederim ki, Erdoğan, Türkiye’nin
ilelebet ,ezeli ve ebedi başkanıdır. “ vs. vs.
Bunlar, ne iğrenç, ne dalkavukça sözlerdir?
Rabbim korusun, tam anlamı ile ( En büyük günah olan) ŞİRK suçuna girmektedir.
AKP içinde olan, yakından tanıdığım /
sevdiğim / bir çok milletvekilinin suskun kalmasını, ibret ve üzüntü ile
izliyorum. Bir anlamsız koltuk için değer mi ?
Hani, haksızlık karşısında susan, dilsiz
şeytandı?”
Sevgili
Dostlar;
Şair olup da bu olup bitenlerden
etkilenmemek, duygulanmamak mümkün mü? Yüreğime düşen ateş beni yaka dursun,
gönlüme düşenleri sizlerle paylaşıp yazıyı yorumlarınıza bırakıp noktalıyorum.
DÜN
İYİYDİM, BUGÜN KÖTÜ
Nasıl bir dünyaya geldim
Dün iyiydim, bugün kötü
Düşün düşün aklım yedim
Dün iyiydim, bugün kötü
“Gel” denildi mi koşardım
Engel tanımaz, aşardım
“Vatan” der, dolar taşardım
Dün iyiydim, bugün kötü
Ayırmadan hiçbir ferdi
Benimdi milletin derdi
Bizi böyle kimler gerdi?
Dün iyiydim, bugün kötü
Bu vatanın kuşu, kurdu
“Birlik” der, birlik solurdu
Beraber kurtardık yurdu
Dün iyiydim, bugün kötü
Halil, gör artık olanı
Dost, düşman kim? İyi tanı
Serden geçip koru vatanı
Dün iyiydim, bugün kötü