Siz hiç aç kaldınız mı? Siz hiç açlıktan öldünüz mü? Bir
deri bir kemik kaldınız mı? Aç biilaç, çıplak… O zaman nereden bileceksiniz
açlıktan ölenlerin çilesini? Nasıl anlayacaksanız çocukların çaresizliğini?
Neredesin ey insanlık?
Bil ki, senin sonunda yokluktur.
Neredesin ey tokluk?
Bil ki, senin sonunda yokluktur.
Yermuk Mülteci Kampı…
Açlık Oyunları…
Kumandanın başında Esad rejimi…
İzleyiciler bütün insanlık…
Abluka altındalar, açlıktalar, açıktalar…
Uzun süreden beri yardımlar engelleniyor.
Aç biilaçlar, çıplaklar ve ruhları üşüyor, yalnızlar ve
çare-sizler!
Bosna’da da yaşandı, Afrika zaten yaşıyor, Burma’da da…
Ah be zalim felek!
Ah be kahpe bellek! Unutma bunları asla, kazı insanlığın
alnının tam ortasına, nakşet yüreğine dünyanın, haykır da uyandır iyi insanları…
Rengi dini dili ırkı ne olursa olsun fark etmez. Ayrımı
gayrımı yoktur bir insanın diğer bir insana. Sadece iyiler ve kötülerin
yaşadığı bu dünyada tarafınızı seçin ve net olun.
Şam'da Esad rejimi tarafından 6 aydan fazladır abluka
altında tutulan Yermuk Mülteci kampında insanlık trajedisi yaşanıyor. Yoğun
olarak Filistin ve Golan'dan gelen mültecilerin yaşadığı Yermuk Mülteci
Kampı'nda halk, yaşamını büyük zorluklarla sürdürüyor.
Neredesin ey insanlık? Açlıktan ölenler var insanlıktan nasiplenmeyenlerin
zulmü altında!
Yere düşen pirinçleri dahi toplayıp yemeye çalışan insanlar…
Köpeğe atılan bir dilim ekmeği dahi almaya çalışan insanların yaşadığı bir
dünyada gel de yaşa şimdi? Bunları bilin ve görün. Mideniz alıyorsa yiyin
yiyebildiğiniz kadar!
Onlar açlar çünkü sizler toksunuz.
Onların açlığı ve açlıktan ölümü gerideki insanların tokluğu
yüzündendir.
Yermuk’ta yüreğim şimdi yer misin yemez misin? Yermuk
Kampı'nın açlarına selam olsun bu yazdıklarım. Zulmü alkışlayan bedduam olsun. İnsanlık
davam olsun, devam olsun.
Atın çöpe ekmeğinizi, dökün artıklarınızı.
Bir dilim ekmeğe dahi ihtiyacı olanı akla getirmeyin asla!
Bir pirinç tanesine dahi muhtaç olanları düşünmeyin. Ve
kıymetini bilmeyin ülkenizin. Şükretmeyin halinize! Birbirinizi yiyin,
memleketin huzurunun refahının güveninin altını oyun. İbret almayın
komşunuzdan.
Ya diz çök ya da
açlıktan öl, diyorlar. Yermuk Mülteci Kampı'nda halk, tarlalardaki otları
toplayıp evde iyice yıkadıktan sonra yiyor. Ancak kampın çevresinde ot toplamaya giden
halka keskin nişancılar tarafından ateş açılıyor. Karnı tok olanlar aç olanları vuruyor. Rejim
güçleri, halkın tarlalardan ot toplamasına dahi izin vermiyor. Zulmün
daniskası! Rejim, muhaliflerin denetimindeki bölgelerde yaşayanlara karşı 'ya
diz çök ya da açlıktan öl' politikası yürütüyor. İnsanlığa ateş açılıyor hayvanlıktan
beter halde olanlar tarafından! Keskin nişancılar sadece görüyor kalp gözleri
kör!
Diz çök diyorlar, zaten açlıktan iki büklüm olmuş insanlar,
bir deri bir kemik kalmış.
Öl diyorlar, zaten 50’nin üzerinde ölen insan var.
İnsanların açlıktan öldüğünü bilip de kılını kıpırdatmamak
da suçtur. Bütün bu insanlık dramına seyirci kalıp sesini çıkartmayanlar da en
az onları o halde tutanlar kadar suçludur.
Neredesin ey insanlık! Geldinse bir zahmet ses ver!
Ölmemek için kedileri dahi yemeye çalışıyorlar. Yabancı ve
arsız ve zehirli otları dahi…
Neredesin ey kalp, ey vicdan!
Ölmemek için sizden yardım isteyenler var.
Siz hiç aç kaldınız mı?
Siz hiç açlıktan öldünüz mü?