( kör kuyularda doğrulup
düz ovada boğulan sancılardı kaçtığım
ki
yüzüme düşen bir şimşeğin şiddetinde dirildim)
***
eski bir türkünün nakaratına sığınıyorum
çiçekleri dererken bahçede
arsız kurşunlar savuruyorum düşlerimin renginde
ölüşler yığılıyor ayaklarımın ucuna
ve yeni kimlikler doğruluyor enkazın ortasından
devriliyor yolda beni yenik sayan adaklar
mumların dibinde solup giden yanılgılara ağlıyorum
sev beni satır satır
öyle sev ki sözlerini unutsun ezberlerim
yeni bir şarkının sözlerinde kaybolayım
ve yitir bildiklerini bir yıldız kayarken
kaldır suya düşen gölgemi
avut gözlerimi saklanırken gölgem benden
dudaklarımda savrul kor yangını cümlelerle
yapabilir misin demiştim sözcüklere sığınmadan
kaybolmadan en büyük lafların diyarında
ve duymadığın gün kahrolmuştum
sahi neydi seni cümlelerin üzerinden atlatan
satır aralarına kaymıştın merdivenler devrilirken çıkılacak yerden
ilk bir dikenin kıymığın da kanayan
hayallerim terk etti bilmelisin
sonra katran karasına dönen ufuklarda ağardı
ağır sorgulu yargıların saçları
hani kanamazdı sözcükler
bir bakışla dirilirdi hani ölmüş olanlar
dirilmedi ve ayağa kalkamayan yalnızca kelimeler değildi
zamana esir olan büyük harfler yıkılıyordu
çınar ağacının gölgesinde
duyduğum en son ses duvarların yıkılışıydı
bu kararan göğün altında
onlarca bulut yağarken damla damla üzerime
aklımı çelen bir sövgü de daralıyordu dilim
ben tüm firarların nöbet yeriydim
sen mahşer yerine dönmüş duygularınla
bunu hiç bilmiyordun ve tüm bilmezliğinle
gülüyordun
satır aralarını kanata kanata gülüyordun hemde
kulaklarımda uğuldarken sağır edici kahkahalar
elimde solmuş güller ve dururken bir sonbahar
ağır kalibreli repliklerin resitalinde gömün beni
ki
havalansın özgürlüğüm
savrulayım kanadında bir martının
ve savruldukça
saçlarımı okşasın rüzgarlar
bir damla gözyaşına sığınayım son mevsim...
ellerimden akarken hükümler
dudaklarım sussun sonsuza kadar
ve bir adam eğilirken sahnede
beni affet kadın...
gözlerimin suçu yoktu
onlar sadece bakıyordu
şafak vaktinde vurulmuştu akrebe yelkovan
bekle dediğin yerde soluyordum ben
ve deniz her zamankinden maviydi
...
Sayın Hasan Karaşahin'e saygımla teşekkürler...
Maide Özgüç