ne oldu bir tanem, eğdin kaşını
baharı andıran sen değil miydin
yakıştırmam bize mevsim kışını
aşk ile yandıran sen değil miydin
gözlerime indi puslu bir perde
sen yoksun, yalnızlık muhkim her yerde
Allah'ım şahittir bendeki derde
düşlerden indiren sen değil miydin
henüz genç yaşımda kalbime giren
gözlerime bakıp çarmıha geren
gönül bağlarımdan gülleri deren
sevdaya bandıran sen değil miydin
kuru toprak gibi kavruluyorken
bir yudum sevgine savruluyorken
mutluluğa hasret çağrılıyorken
acımı dindiren sen değil miydin
ümit ışığımın solduğu anda
mecalim kalmadı damarda kanda
saadet istedim sade cihanda
dünyamı döndüren sen değil miydin
her sabah yalnızca uyandığımda
dağ gibi dertlere dayandığımda
sunduğun badeden ayandığımda
harımı söndüren sen değil miydin
yarenlerim birbir murat alırken
evlerinde düğün-bayram olurken
benim ise boynum bükük kalırken
mehtabı andıran sen değil miydin
Coşkuner söyledi gönül diliyle
aşkı yazdı kalem kendi eliyle
sana boyun büktü yiğit haliyle
hayata döndüren sen değil miydin
14 MART 2014 ANTALYA
DR. SÜLEYMAN COŞKUNER