Susuzluktan kırılırken bir kent
Mutsuzluktan ölenler de var!
Herkesin mutlu maskesiyle dolaştığı yerde
Ben baştan ayağa hüzün kesilirim.
İtirazı olan etsin.
Şerh düşsün, eh desin!
Sahte gülüşlere
Yalan sözlere
Suni fikirlere
Yapmacık sevgilere
Tapmacık sevgililere
İçim bayıyor artık, acıyor, kanıyor.
Ne, neyse o; kim, kimse o
Acıysa acı, tatlıysa tatlı…
Rol yok, maske, biçilmiş kaftan
Kimse anlamıyor güzel laftan
Ezberlenmiş söz yok
Alışılagelmiş iyiyim yok
Her şeye, herkese tavırlıyım gayri
Rutin sevdalara
Yeknesak aşklara
Klişe seviyorumlara
Rest çekiyorum.
Bahar gelir
Ağaçlar çiçeklenir
Ben hüzünlenirim
Yaz gelir
Çiçekler meyveye durur
Ben hüzne…
Hazan olur
Yapraklar sarıya bürünür
Ben hüzne…
Kış olur
Kar olur her taraf
Yüreğim buz kesilir.
İçimde saklı bir kent var
Yıkılmış bir savaşta
Taş üstüne taşım kalmamış
Aşk üstüne aşkım
Yaş üstüne yaşım
Terke kapı açmış ömrüm
Hüzne alışmış
Tekliğe yanaşmış
Tekmiline rest çekmiş
Posta koymuş!
Yüzölçümüm acılarım kadar
Oflarım var dağlar kadar
Ahlarım var deryalar kadar
Bu aşk bu kalbe dar
Bu yâr bu aşka yar
Daha ne var Allah aşkına!
Bende yaşanmış en büyük aşklar
Tarihe mal olmuşlar
Hüzünden sokaklarım
Gözyaşımdan göllerim var
Senin nen var bu dünyada, kimin var?
Benim senim var!