Kuzum,
Sen çıkınca hayatımdan
Geriye hiçbir şey kalmadı
Ne tadım var artık ne de tuzum
Perişanım iki gözüm
Hüzne yakışanım.
Kuzum,
Bir avareyim şimdi
Bütün sokaklarda ayak izim var
Bütün terk edilmiş mekânlara kokum sinmiş.
Ayrılık dolu kadehlerde dudak payım
Anlayacağın tam olan her şey yarım
Kuzum,
Sen gidince benden çekilince damar damar
Ne sarsıntılar geçirdim duvar duvar
Altında kaldım yokluğunun
Şimdi enkazında boylu boyunca ben var
Beni arayanlar seni bulacak
Seni bulanlar beni bulmuş olacak.
Kuzum,
Gördüğün gibi işte her şey
Hep yeknesak
Tekrara bağlıyorum her günü
Aynı renk giyiniyorum
Aynı kelimelerle konuşuyorum
Aynı küfrü ediyorum
Aynı duaya el açıyorum her gece
Seni diliyorum
Sana yatıp sensizliğe uyanıyorum
Kaosa ve hüzne…
Kuzum,
Sen Allah’ın bir lütfuydun varlığınla bana verilmiş
Şükrümdün.
Yokluğunla Allah’ın bana vermiş olduğu bir cezasın
Hüznümsün
Kuzum,
Kuru bir kalabalık var başımda
Kuru bir laf edebiyatı dilimde dolaşıyor
Gökyüzü maviliğini kaybediyor
Mil çekiyor sensizlik gözlerime
Zil çalıyor ayrılık beynimin kıvrımlarında
Yeryüzü güvenirliliğini yitiriyor
Zemin kayıyor ve düşüyorum ömründen
Bir rakam gibi eksiliyorum senden
Çıkarıyorlar beni senden
Kuzum,
Sen çıkınca hayatımdan yüzümden tebessüm çekildi
Bedenimden canım…
Başka söze hacet kalmadı başka tarife ve tasvire de
Sensizliğe tarif lazımsa bana baksınlar kâfi!