Ah ! Endamı kokuşmuş zamanın kumdan kaleleri devriliyor üstüme
Dilime asılan bir kilit çözülmek bilmiyor
Çilekeş örtüsüyle sarmalıyor analar yanık bağırlarını
Nefesim daralıyor
Kara yazmasını bağladıkça gelinler
Semazenlerin öfkeli etekleri kanatıyor
Sabrımın üstündeki yarayı
Narkoz içmiş bu deli rüzgar
Dağıtıyor sığırcık yuvalarını
Nasıl koşsun güneşin gölgesine
Goncasını yere eğen gül dalı
Nasıl sığınsın yaprak kıvrımlarına
Acıdan şerbet süzmek adına
Toprağın kara bağrında besleniyor bir yangın
Tüten bu duman kumral gülüşüyle akşamı kandıran zehir
Göğün altında demir
Üstünde bakır
Yerin altında yatan umudun ekmek parası
Alnımızın kömür karası
Güneşe uzanmak
Ecelin menbaını kucaklamakmış
Ve emek bir ömür harcamakmış