Sevdim efendim !
Bilal'i sevdim.Ömer'i ,Osman'ı sevdim. Sana yoldaştılar. Seni sevdim.Görmeden sevdim. Hayalimde ,özümde, şiirimde, sözümde sevdim.
Sevdim efendim !
Bir çocuğun gözyaşında, anaların duasında, alın terinde babaların, gariblerin bakışında ,iç sesinde yoksulun.. Yetimliğimde sevdim. Kimsesizliğimde kimsem oluşunu sevdim.
Ah ! Medine'nin gülü, Mekke'nin öksüzü !
Rabb'ın habibi !
Hira'nın muhatabı !
Ah ! Yüzü yüzüme, kırık gönlüme, hüznü hüznüme değen Resul !
Alem senin aşkına, senin aşkınla yaratıldı. Yusuf uğruna ellerini doğrayanlar ,senin aşkına yüreklerini doğradı .Ve sen olmasaydın kainat olmayacaktı.
Ah ! İçimdeki üç harfli sızının Mekke yalnızlığında yaşayan Miracı !
Habib-i Kibriya !
Mekke hüznüne ortak senin, Medine sevdana tutsak. Bense çaresizim,' bir bayram sabahında ; babamı istiyorum ' diye haykıran çocuklar kadar kimsesiz.
Ebubekir değilim seninle ağlayan. Ali değilim gül goncanı emanet ettiğin. Enes değilim saçlarını okşadığın, Zeyd değilim evladım dediğin.
Ama asırlar ötesinden sevdana yangın, teselline muhtaç, gül rengine hayran, gül bahçende ağlamak isteyen bağrı yanık bir bülbülüm. Ama bir Elif'lik ömrümde nurunla aydınlanmak dileyen, şefkatinde hicranım dinsin diyen, cümle ah'ımla, hadsiz günahımla kapında bekleyen ,sana emekleyen bir gedayım.
Muhacir değilim Mekke'den gelmiyorum efendim . Ensar değilim Medine sokakları hiç sarmadı yaramı.Ama Kevser'i kana kana içmişçesine, aşkın deryasına düşmüşçesine 'İnşirah ' diliyorum.Yanmadım kavruldum. Esmedim savruldum. Düşmedim devrildim. Ama şaşmadım. Sana koştum .Çünkü açtım.Çünkü susuz. Ah ! Asrın güvercinleri okşasın diye saçlarımı, cemalinden bir bahar essin diye günlerime, mevsimler senden bir dal getirsin diye çiçek açtım.
Gel ey Muhammed bahardır
Dudaklarımız arasında saklı aminlerimiz vardır
Hacdan döner gibi gel
Miraçtan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır / Arif Nihat Asya
Sana özlem,sana aşk. Sana muhabbet,sana dua ile ...
Sevdim seni efendim .( S.A.V)