Sevmek iki hece ama sevgili aklına
kazınır her gece! Duvardaki saat durur, sokaktaki lamba söner, ay buluta girer
de tek sen gelmez olursun. Akıl idrakten mahrum olur, kalp isyan eder, göz kan
ağlar, ses kesilir ve can buz kesilir. Bir baykuş öter, bir yarasa uçar. Hava
kapanır birden, çiçekler dökülür. Ve bir adam alır başını Ege'ye gider. Adı Kaptan'a çıkar.
Sevmek iki hece ama bazen rezilce! Maskara
olursun aleme, ailen bile tanıyamaz seni! Pejmürde bir halde gezersin. Gece mi
gündüz mü bilmezsin. Aç mısın tok musun farkında olmazsın. Gerçek misin yalan
mısın anlamazsın. Deli misin divane misin hesap etmezsin. Ve bir adam başını
alır çöle gider. Adı Mecnun'a çıkar.
İşte hal beyanı budur aşığın. Mal
beyanı yoktur, sevgiliden gayri tek taşı da! Ama göz yaşı çoktur, kıymetini
bilene! Meğer o sevgili sarraf ola, aşkını bile, aşığını tanıya! Hüviyeti,
fotoğrafı...Her şeyi, tasviri, tavsifi, tarifi... Saçlar dağınıktır, sakallar
kirlidir, üst baş özensizdir. Hazine yürektedir değil mi ki nice viraneler
hazineye kabuktur. Aşkın kütüğüne körkütük bağlıdır. Namı Kerem'dir.
Sevmek bir acayip işkence! Acı içinde
zevk verir sahiden sevene. Tırnağı çekilirken güler mesela, kalbi sökülürken
kahkaha atar. Sonuna kadar batan diken sanki canına batmamış gibi gelir ona.
Yara berelerinin kabukları kaldırılır iyileşmeden o yara, aşık yâre yürür yine.
Adı sabrın adı olan Eyüp'e çıkar.
Bir med cezirdir sevmek! Sen gelince
aklıma, başıma gelen en güzel şey olursun. Sen gidince aklımdan, başıma
gelmeyen kalmaz olur. Can yokluğunda yerlere serilir. Düğün dernek kurulacağına
taziyeler kurulur. Gelir oturulur. Fatiha okunur aşkın rahmeti
üzerine.Felaketim olurdu, ölürdüm. "gözlerin
gözlerime değince / felâketim olurdu
ağlardım" diyen Attila İLHAN beni
yazmışmış meğer, öngörüsüne hayran kaldım.
Yarama tuz bas bari.. Yâr yarasına tuz
bas ki bileyim hangi yaranın daha çok ağrıdığını... "Aşık işkencede gerek!" diye fısıldar kulağına gaipten
bir ses. Ensendeki ses karanlıkta yiter gider.
Bölünürsün paramparça olursun. Her bir parçanı ayrı ayrı
bulurlar. Tek kalbin sevgilidedir. Adresi bellidir. Mekanı...Kalbin ebedi ve ezeli sahibi...Aşkın
ilk ve son basamağı, mecburi istikamet, zorunlu ikamet sevgilinin yüreği! Ölürsem
sana defnetsinler ruhumu. Mezarım olsun yüreğin.Taziyem sana yapılsın. "Aşkın sağ olsun!" denilsin
sana.
Sen sevmeye devam et! Aşkını yaşamaya
ve yaşatmaya adımı... Kalbini ferah tut, aklını açık...Seni kaçık seni, aşk
kaçığı...Hasret yazığı...Yâr kazığı...Yer misin yemez misin? Sen sevilerek
çoğalırken ben severek tükeniyorum. Sen sevmene bak! Hibe et sevdanı kalbi taş
olana, gözü yaş olana aşkını miras bırak. Sana yeten onlara yetmez mi sanırsın?
Sana değen onlara isabet etmez mi sanırsın?
Uyumak sana haram olur. Uykunu öldüren
o yâri helal kıl kendine! Günah sana sevap olur, gül olur. Her gün bin ah sana
azap olur, diken olur. Sevme arkadaş! Ağlayacaksan sevme! Üzüleceksen, eğilip
büzüleceksen, kahrolacaksan, mahvolacaksan, yıkılacaksan, tükeneceksen... Sevme
o vakit çekme bunca kasveti... Sarma hasreti... Çektiğin çileler bile kutsal
olur bu yolda. Bu kadar çileden sonra adın şaire çıkar.
Sevmenin bu kadar zor sevilmenin de bu
kadar kor ateş olduğunu bilmezdim. Yandım da öğrendim kandım da bildim. Seversin
kavuşamazsın, yıkım olur hayat sana. Sevilirsin kavuşamazsın, zıkkım olur yaşam
sana. Zehir zıkkım yaşarsın bundan sonra! Canım cehenneme sloganın olur. Bundan
gayri adın anarşiste çıkar.
"Ah
be yâr!" diye türkü tutturursun
durup dururken! Sebepsiz gülersin ve ağlarsın. Kanarsın da gül olursun bir
sabah kıpkırmızı...Kan kırmızı...Tavşan kanı... Yanarsın da kül olursun bir
akşam vakti... Olursun nar gibi, kıpkızıl...
Öyle ya da böyle sevmek güzelce,
özgürce... Süzülmek sevgilinin semasında, yemişlerinden almak, sularından
içmek, kokusundan çekmek içine. Ve kalmak bir rüya içinde uyanmadan kaosa ve
hüzne, sevgilinin gözlerinde mahkum olmak, kirpiklerini gardiyan eyleyip bir
ömür boyu ona ağırlaştırılmış bir aşkla tutsak olmak! Bedenin mahpus ruhun
özgür olur.