Bir bildiği bir yandığı olmalı koca güneşin
İçin için kavrulurken neyi bekler ki yalnızlığı
Yalandan saklanmaları boşuna belki de
Kimsenin yok ki ona varacağı
Geceyi örterken her şeyin üstüne
Kim var ki soracak halini hatırını
Uzak diyarların kızıl prensesine
Bir bileni bir diyeceği olmalı kamerin
Sormayın mehtap olup bazen salındığına
Hilal olup kucaklarken bir yıldızı
Boşuna mı bayrak olma isteğin
Dünyanın peşine takılması bir yana
Eteklerinden çekiştirmesi denizin
Yorulur mu hiç öksüz olduğuna
Bir gördüğü bir duyduğu olmalı bestekârın
Hangi ezgi yakışır güftenin fiyakalısına
Mırıldanmaları olmalı bir dolu hatıraların
Kimin yüreğine yapışır kalır saklanır
Son noktadır belki de kaç sevdaya
Dilin ucuna nasıl öyle tat bırakır
Bakılır mı hiç kimin duyduğuna
Bir sevdiği bir öleceği olmalı şairin
Kızmayın sonbahara çatıp durduğuna
Hangi ağacın yaprakları bulur hüznü
Yağmuru sevmesi belki ağlayamadığına
Bilinmez çoğunda kaç defa öldüğü
Yeniden doğmaları ufacık bir umutla
Görülmez aslında hiç şiirlerin öpüştüğü
Hem yeryüzü bilir olanı biteni
Hem kaç kuş haber uçurur gökyüzüne
Bestekârı şairi bulutu güneşi
Saklar acıyı tatlıyı o muazzam güne
Duyulur elbet bildik bilmedik kahırlar
İçini dışına çıkarsa dünyayı yeminle
Aslı astarı yalnızların da Allah’ı var
Dr.süreyya önder