Göndere çekilen bayrağı indireni
cehenneme gönderirler ama yine de bu ülke askerinin iyi niyetine şükret! Ve
kalk bütün herkesten özür dile! Yaptığın tahribattan, çıkardığın öfkeden, saldığı nefretten dolayı af dile! En
fazla zararı yine bölge halkına verdin!
Be hey cahil! Bilmez misin bayrak
uğruna can vermişlerimizi? Sen ne uğruna gidecektin? Niyazi olacaktın. Şansın
varmış dua et bu ülkenin askerine, çocuksun diye sabrettiler. Vurulsaydın gerçi
yine eleştirilecekti emredenler, vurulmadın yine eleştiriliyorlar.
Be
hey avanak, kahramanlık mı yaptığın şimdi yoksa kahra-mal-lık mı? Devam eden
bir sürecin içine edecektin.Amacın da buydu zaten!
Bayrak uğruna ölünür bu topraklarda.
Bunun resmi bir izahı yoktur, manevi yönü çoktur. Bayrak namustur kardeş, biraz
yandan geç! İstersen uzak dur, yan gözle dahi nazar kılma! Kem gözlere şiş
demek isterim. Haddini bileceksin, hizaya gireceksin bir kere!
Bayrak
semboldür kardeş, biraz uzak dur lütfen. Gölge etme tek yeter bize...Bu
bayrağın gölgesinde bu ülkede yaşayan herkese yer vardır. Sen yerini kendin
belli edersin. Eğer sana şemsiye olan bayrağa saldırırsan dışarıda kalırsın.
Çünkü o bayrak tek bir kişinin değil akletmiyorsun ama sen de dahil bu ülke sınırları içinde yaşayan
herkesin bayrağıdır.
Hangi
akıldır bunu sana yaptırıyor?
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer
uğrunda ölen varsa vatandır"
Mithat Cemal Kuntay ne de güzel
ifade etmiş bunu. Al aldır bayrağımız kan kandır. Rengini şehitlerimizin akan
kanından almıştır. Tutup da basit bir nesneymiş gibi yaklaşma, ucuz bir bezmiş
gibi görme, bir çaput gibi yırtma! Bu kadar basit olma, ucuza düşme,
kelepirleşme... Bir Osmanlı tokadı yersin feleğini şaşırırsın. Gelir
o bayrağın huzurlu ve güvenli gölgesinde kendini bulursun. Sahipsiz sanma bayrağımızı? Sakın böyle basit
bir hataya düşme! Aldanırsın ve yanarsın.
Bu
ülkede işler ne zaman iyiye gitse bir yerler kaşınmaya başlıyor. Ama bu
toprağın insanı Doğusu Batısıyla bu oyunu da bozacaktır. Kimse savaş ve kaos
ortamını istemez, huzuru bozulsun arzu etmez. Bu yüzden bu bayrak indirme
olayına en fazla tepkiyi bölge insanının göstermesi gerekir.
Sahipsiz
olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan
batmayacaktır.diye yazmış ya koca şair, sahipsiz sanma sakın aldanırsın.
Kalakalırsın ortada, sahip çıkanın olmaz. Mavi gökyüzünün kırmızı gelinidir
bayrağımız. Ay ve hilal milletim özgürlüğünün resmidir. Şehitlerin kanıdır o
kırmızılık alnımızın akıdır o beyazlık. Bayrak Şairi nasıl
sesleniyordu:
"Ey mavi göklerin
beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım." Kutsalımızdır
bayrağımız namusumuzdur. Namusla oynanmaz bunu herkes bilmelidir. Gaflet içinde
olan da bilmeli ihanet içinde olan da seven de sevmeyen de! Saygı göstermek
zorundasınız.
Her türlü
düşünceye açığım. Konuş istediğin kadar, yaz dilediğince, bağır uluorta, çağır avazın yettiği kadar,
bunda bir sorun yok. Siyaset mi yapmak istiyorsunuz buyurun meydan sizin.
Ekrana mı çıkmak istiyorsunuz ekran sizin. Kitap mı dergi mi gazete mi
çıkartmak istiyorsunuz, buyurun lütfen. Ama iş yak yık, vur kır, yarala öldür
oldu mu tehlike başlamış olur. Bu ülkenin sağduyulu insanları burada bir dur
çekmeli.Dağa çıkmalar bitsin, ölümler de... El ele, kol kola girip çalışalım
omuz omuza.
Hava alanları yapılıyor Doğuda... Barajlar, yollar, hastaneler ve okullar, devasa tesisler, üniversiteler... Ne de ihmal edilmişiz meğer bugüne kadar? Barış ortamı işte, analar çocukları için ayaklanıyor, silahlar susuyor, bölgemiz gelişiyor. Faili meçhuller bitti. Saldırılar da, yol kesmeler de bitsin! Barışta kaybeden yoktur bilin, savaşta kaybeden herkestir bunu da bilin! İnsanlığımız ihmal edilmiş esasen. Sevgimiz rafa kaldırılmış, saygımız yitirilmiş. Güvensizlik tavan yapmış, dışlanmışlık kol geziyor beyinlerimizde, ötekileştirdiklerimizin haddi hesabı yok! Yatırım kavgası edelim, hizmet derdine düşelim. Daha refah ve ferah bir toplum olmanın derdini tutalım.Silahların namlularına çiçek takalım, el bombalarını saksı yapıp çiçek tohumu eken Suriyeli gibi yapalım. Faili meçhuller bitti. Savaş uçaklarının inip kalktığı yerlere yolcu uçakları inip kalkıyor. Adam kaçırmalar sonlandı, barışı kaçırmayalım ama... Etiketlemeler, fişlemeler azaldı ama şu birbirimizi dişlemeler azalmıyor. Barışa rağmen devam ediyor kişnemeler!
Bre nadan! Bayrak namustur, namussuzlara bırakılmayacak kadar da kutsaldır. Hiçbir el hiçbir ülkenin bayrağını çekilmiş olduğu gönderden aşağıya atamaz. Atarsa kendi ipini çekmiş olur. Ölür. Eğer provoke edecekseniz birini feda edip bunu yaptırırsınız. Sonrada geçip karşıda bunun ahkamını kesersiniz. Uyanık olmamız icap ediyor. Su uyuyor ama düşman uyumuyor.Bu bölgenin insanı uyanık olmak zorunda. Bir daha ölüm dolu yıllara geri dönmeye hiç kimsenin niyeti olmamalıdır. Mücadele yasal sınırlar içinde demokratik yollarda olmalıdır. Molotofsuz, silahsız, taşsız... Ölümsüz, yaralısız, gazsız...
Bu ülkenin olmazsa olmazları var ve herkesin de buna riayet etme mecburiyeti vardır. Bayrak bizde bez parçası değildir. Basit bir şey de değildir. Bu ülkede yaşayan herkesin temsilidir yani kendisidir. Bayrak atılmaz yere, serilmez, üstüne basılmaz, kirletilmez, yırtılmaz öyle... Ucuz değildir manen, kolay değildir bayrağa bayraklık niteliğini kazandırmak! Kaç can vardır onun uğruna ebediyet giden, gözünü kırpmadan kaç can atılmıştır ölüme. Bu yüzden siz siz olun bir milletin bayrağıyla dalga geçmeyin ona saygısızlık yapmayın.Yarın sizin bayrağınızda yerle bir edilir.
İzmir'in kurtuluş kutlaması... Yola Yunan bayrağı serilmiştir. Atatürk gelir alır o bayrağı ve kaldırıp yüksek bir yere koyar. Her ulusun bayrağı o ulus için değerlidir, der. Kahraman olmak kolay değil işte! Onlar İzmir'i işgal ederken bizim bayrağımızı yere atıp çiğnemişti. Ama biz onlar gibi yapmamalıydık ve yapmadık da! Bunu anladığımız zaman zaten her sorunu anlar ve mutlaka çözeriz diye düşünüyorum.