Hafızayı beşer nisyan ile maluldür. Yani insan hafızası unutmayla hastalıklıdır. Bir arkadaşım vardı, geçenlerde geldi bizim şehre. Oturduk kaç kişi, daldık geçmişe. Kah güldük kah hüzünlendik ama hakkıyla yad ettik geçip giden günleri. Geçen sene ayrıldı bu şehirden.
Diyarbakır da çalışmış kaç yıl sonra tayini Elazığ'daki bir okula çıkmış. Ve gelip başlamış yeni şehrin yeni okulundaki yeni görevine. Yeni bir yazı olduğu için yeni sözcüğünü tekrir sanatına uygun olsun diye tekrarlıyorum.
Yeni arkadaşlıklar, samimiyetler ve diyaloglar kurmuş geliştirmiş Elazığ'da da! Tıpkı Diyarbakır'da olduğu gibi....Sonra durdu ve "Çok unutkanım." dedi. Gözlerinde hüzün vardı tebessümle karışık. Belli ki mustaripti bu dertten. "Bizi unutmamışsın ama!" dedim. "Sizi unutmadım ama unuttuğum çok insan var mahcup düştüğüm karşılaşınca." dedi.
Geride bıraktıkları vardı. Aklına gelip gittiği kadarıyla anlatıyordu
kesik kesik! "Yaş geçtikçe evlenme
konusunda daha çok düşünmeye başlıyorum." diyordu. Her şeyi, herkesi geride bırakmıştı. Bir çay
bahçesinde sohbet ediyorduk. "İnsan
daha seçici oluyor." dedim ve "aradığı
mükemmel insanı bulması zorlaşıyor yaş geçtikçe!" diye devam ettim. "Haklısın galiba ama benim derdim
unutkan olmam." dedi.
"Biliyor musun?"
dedi. "Diyarbakır'da bir kız vardı
konuştuğum. Şimdi adını anımsamıyorum. Çok güzeldi ve frekanslarımız tutuyordu.
Onu görünce heyecan oluyordu bende. Şimdi kimsede o elektriği ve heyecanı alamıyorum.
Ve ben evlenmek istiyorum cidden."
-İyi de niye o kızla değilsin
şimdi? Şunun şurası Diyarbakır - Elazığ arası 150 km... Komşuyuz hem.
-Kızma ama kız da Elazığlıydı
hem!
-Eeeeee! dedim
- Geçen gelişimde caddede
karşılaştık onunla.
- Eeeeeee, noldu?
- Çok zayıflamış hafızam ne yapacağım Allah aşkına! Yaptığım ettiğim, iyi ve kötü olanı, dostlarımı, arkadaşlıklarını varsa ki varmış aşkımı... Unutuyorum ya! İsimleri çabuk unutuyorum sonra yüzleri... Sonra şehirleri... Gök gürlemişti bir kere, hava kararmıştı. Yağmur yağdı yağacaktı onda! İlgimi çekti bu konu. Her şeyi anlarım da insan sevdiğini unutur mu?İnsan sevdim dediğinin adını soyadını numarasını bakışını tutuşunu sarılışını öpüşünü de mi unutur? Merak ediyordum işte!
Empati kurmaya çalıştım ama yapamadım. Ölsem dahi sevdiğimi bile bile ölürüm. Sevdiğimin adını sayıklaya sayıklaya...Canımı tenimden ayıklaya ayıklaya... O "Çok unutkanım çok!" diyordu. Ben ise "Herkesi her şeyi unuturum da bir tek onu unutmam." diyordum içimden çok şükür. "Hafızamda tutamıyorum hiçbir şeyi ve kimseyi." diyordu o! Ben ise "Söz konusu sevgiliyse gerisi nisyana mahkumdur, isyan ediyorum işte!" diyordum usulca.
İnsan geldiği şehre sevdiğini de getirtir.Eğer gerçekten seviyorsa! Onun çiçeğini, kokusunu, şarkısını, hasretini.... Oradaki dostluklarını, aşklarını, sevdalarını, özlemlerini de!
O başını eğmiş yere bakıyordu ve ağlıyordu. Ben ise ellerimi açmış semaya, Rabbime dua ediyordum çok şükür diye. Seni bir an bile aklımdan çıkartmadı diye.