Önce insan elbette! Mutlaka önce
insan olmalıdır, bu duaya amin demeyecek zaten insan değildir! Her şey insan
için değil midir? İnsana layık olması için değil midir? Buna kimsenin itirazı
olmamalıdır. Bu insan sizin sevmediğiniz istemediğiniz bir şeyi yaptığında dahi
bu böyle olmalıdır. Tahammülünüz var mı peki? Sabrınız... Mesela aynı fikirde
değilsiniz ve karşınızdaki insan size ve topluma zarar vermeden fikrini
söylemeye çalışıyor. Tavrınız ne olur? Ya da fikrini silah yoluyla, insan
katliyle ve yakıp yıkmayla kabul ettirmeye çalışıyor. Duruşunuz ne olur?
Ben insanlığın bayrağını savunurum masmavi
gökyüzüdür bu bayrak ve o bayrağın
altında yaşayan bütün insanların kardeşliğini, birlikteliğini severim. Kardeşçe
yaşayan ve sınırları çizilmemiş bir ülkede, uzak orta yakın diye ayrılmamış, zengin
fakir diye parsellenmemiş, bizden sizden diye ötekilenmemiş bir ülkede! Ucuz
ölümler canımı sıkar, basit tavrılar, yalancı bakışlar, sahte gülüşler ve yapay
kardeşlikler...
Ben insanlığın ortak bir zeminde yan
yana durabileceğine inanıyorum. Bu ortak zemin yeryüzüdür, mümkün olduğuna
inanmak istiyorum bunun. Silahların toplandığı, bombaların imha edildiği, nefretin
bittiği, düşmanlığın yok olduğu bir dünya istiyorum. Çok mu şey istiyorum?
Önce insan diyenler yüzde yüz
haklılar her ne kadar şahsımı tanıdıklarını düşünüyorlarsa da demek ki eksik
bir şeyler var hakkımızda tanıma adına! Önce insan derken elbet herkesi
kastederler. Haksızlığa uğramış olsalar
bile, başkasının haksızlığa uğramasını istemezler. Dayak yemiş olsalar bile başkasının
dayak yemesini arzu etmezler.
Önce insan diyenler tabi ki haklılar.
Gaza tutulsalar bile kurşuna dizilseler bile! Bir canın ne kadar önemli
olduğunu bilirler. Mesela düşen biri varsa el uzatırlar, ağlayan birini
görseler mendil olurlar. Susayan birine yağmur olurlar, çıplak birine örtü
olurlar. Yüreklerindeki bütün mal varlıkları insan sevgisi üzerinedir. Bütün
yatırımları yine bu sevgi üzerinedir. Bina yapıp satmazlar insanı insana
katmazlar. Sermayeleri para değildir şüphesiz sevgidir nihayetsiz. Önce insan diyerek
bala kaymak katarlar. Sevgiyi yüreklerine azık yaparlar, saygıyı insanlığa
katık yaparlar. Ağızlarından dökülen baldır, gözlerinden yansıyan bütün
insanlığa güneştir.
Önce insan diyenler tabiki
haklılar. Elbette her şeyden önce katiyen
öyle olmalı. Bunu söyleyenlerde bunu şiar edinmeli... Nefsinde yaşamalı aklına
koymalı, yüreğine işlemeli, dilini pelesenk etmeli... Akıl vererek değil yol
göstererek hiç değil, olduğu gibi kabul ederek, rengine bakmadan, dilini
sorgulamadan, inancını gözetmeden tabiî ki önce insan! Yol kesmeden, ateş
etmeden, kimlik sormadan, severek gülerek, kardeşçesine... Hesap vermeden, küfretmeden,
kırmadan incitmeden yüreğine bakarak, gözlerine dalarak, aklını ölçerek, önce
insan elbette! Yakmadan, yıkmadan, barışa koşarak birlikteliğe yürüyerek ele
güne karşı, omuz omuza, kol kola... Komşusuna
saygı göstererek severek herkesi...
Yüzde yüz, yüzde bin beş yüz elbet
önce insan! İnsandır alemin özü, yaratılanın gözü. Varsa çözümü herkes koymalı
yüreğindekini, yoksa çözümü kimse konuşmamalı çünkü o zaman herkes suçlu! İnsanı esas almayan hiçbir yapı,
hiçbir güç elbet çürük bir ağaç gibi devrilir, elbet bir gün evrilir.
Biz de önce insan diyoruz barışı
konuşuyoruz, kardeşliği, akıl birliğini, kalp birlikteliğini, yanmayı birimiz
için, gözyaşı dökmeyi hepimiz için, şefkat göstermeyi, vicdanlı olmayı, elbet
tek taraflı düşünmeyeceğiz, bağlı kalmayacağız tek fikre dinleyeceğiz önce, anlamaya
çalışacağız birbirimizi güzellik bu değil mi sizce?
Özgürlük başkasını dinleyebilmek
değil mi? Söylediğine bakmadan, rahatça ifade edebilmesi değil mi fikrini? Silaha
dökmeden ama cana kıymadan kim olursa olsun, en düşman düşüncelere dahi sahip
olsa, ona sabredebilmek değil midir insanlık? Tahammül gösterebilmek ve tahammül
gösterilmek, her şeyi tolare edebiliriz ama canı asla! Her şeyi yerine
koyabiliriz belki daha güzel bir şekilde ama yiten bir canı mümkün değil! Kırılan
bir umudu ve kalbi, dökülen bir gözyaşını, içine edilen bir aşı, aşkı, barışı
kaşı dini dili ırkı değil!
Sevebilmek ilk adımıdır insanlığın, el
uzatabilmek her şeye ve herkese rağmen. Barışın baharını getirebilmek için, kokusunu
yayabilmek için memleketin her karışına, girmeliyiz barış yarışına. İnsanların
ölmemesi adına, anaların ağlamaması, babaların çağlamaması , bebelerin yetim ve
öksüz kalmaması ve toplumsal birlikteliğimizin yıkılmaması için, dünya aleme
göstermek için, illa ki barış diyebilmeliyiz, kardeşiz, biriz
söyleyebilmeliyiz.
Uçak dolusu bombaları atmadan,
kurşun dolu namluları sürmeden, hedefe insanları koymadan düşmanlığın kapsülünü
ve pimini çekip atmadan, gazların sıkılmadığı, atom ve nükleer bombaların
üretilmediği bir dünya yaratmak elimizde! Uzay çağındayız deyip de esasen dünyanın
sonunu getiriyoruz farkında değiliz.Akıllı mıyız asla? Zeki miyiz olsaydık bu
halde olur muyduk?
Önce insan mutlaka,birbirimizi
anlamaya çalışarak, ortak yaşam alanı kurup kardeşçe yaşamanın yolunu bulmamız
gerek. Önce insan diyenler kendilerinden olmayana saygı göstererek bu işe
başlayabilirler. Kendileri düşünmeyen kendilerinden olmayanları severek ve
onlara tahammül ederek! Barışın formülü çok basit tek silah kalp olursa!
Önce insan kesinlikle!
Öldürmeden ama....