haziran

yanıyor canım kül kül oluyor

seviyor canım kul kul oluyor

tül tül sarıyor her yanımı yokluğun

pul pul dökülüyor günahlarım

ıstırabındayım.


ne günahım vardı ki canıma sensizlik ödülü konmuş

bütün ödüller sizin olsun ey ahali

tek onu verin bana başka bir şey istemem

mal mülk makam mevki para pul

hepsi yalan bana

senden büyük zenginlik mi olur Allah aşkına

tek taş istemem gözünde yaş da istemem

kaşı kalemlim al elim!

 

kimi uzaya gitmek ister

kimi okyanusları aşmak

kimi dağları alt etmek ister

kimi cehennemin  en dibini boylamak ister

kimi cennetin en güzel köşkünü hayal eder

bense bir tek senin kalbini fethetmek isterim

fatihin olmak değer cihana

paraya pula değer inan bu kula

 

her taraf sensizlik kesilmiş hazan gelmiş sanırsın

kurt düşmüş ağaca

pas düşmüş cana

küflenmiş kalp mesela

üfle de geçsin yanan yüreğime

üf de geçsin!

 

baksana açan çiçeğe ne de solgun

böyle mi açardı papatya

yeşeren dala aç gözlerini iyice bak bir

pas yeşilinde sanki

uçuşan kelebeğe ne dersin

ne de halsiz mecali yok kaldırmaya kanatlarını

yokluğunun imzasını taşıyor her şey

biraz soluk biraz bozuk

biraz tatsız biraz tuzsuz

ben iki cihan sana yangın

sana vurgun

 

her şey -tam- sensizliğe bulaşmış

varlığın bana yokluktur

yokluğun bana yolculuktur

vara vara varacağım sana

ara  ara kavuşacağım

saatim sensizliğe ayarlı

kalp ritmim sana uyarlı

 

kalp tokluğuna yaşıyorum seni

bir yarım tebessüm

bir yarım bakış kafidir bana can özüm

esirgeme güzelliğinin sadakasıdır bunlar gülüm

 

dokunduğu her şeyi altına çeviren kahraman varmış ya

dokunduğu her şey ayrılık olan kahraman da var artık

sevmek diye bir şey varmış o da seninle alakalıymış

sen yoksan sevmek diye bir şey yok özlemek de!

ama ağlamak çok fazla, hüzne boy veriyorum

yalnızlığa yüz çeviriyorum kahra duçar oluyorum

naçar kalıyorum sensizlik içinde aç kalıyorum sana

sen kampanyası başlatsınlar sen yağsın durmadan bana

hesabım seninle dolsun

 

her taraf sensizlik derdinde

inim inim inlemekte

dini imanı da yok aklı izanı da...

hizanı bozma diyor gaipten bir ses

öyle bir meftunu olmuşum ki o yârin

hizada mı kalırım ben

 

haziran

her yer yanıyor inan

kalp göz ten yoksun sen

dudaklar çatlıyor  kalpler şerha şerha oluyor

su toprak hava

her şey kızgın tava misali yokluğunda yanıyor

 

can yanması gibisi yok be Küçüğüm

her şey kördüğüm olur bir anda

yandıkça yanar kanadıkça kanar

yavaş yavaş ölür, ölür ölür yaşar

can yanması gibisi yok be Küçüğüm

 

 

yokluğun güneşin her zerresinde , değdiği yeri kül eder

gözlerinin değdiği her can  kul olurdu eskiden

bu kadar aşk neden diye sorma

izahı yok bazı şeylerin tanımı da

bildiğim ve emin olduğum şu ki

bu dünyada gördüğüm tek güzellikSİN

 

haziran

canım çok yanıyor inan

seni istiyor anbean

 

 

( Haziran başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 17.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu