Bu gece de uzaklarda toplanmışsınız
Bir küçük taş atıp dünyanın penceresine
Bilmem böyle ne yaparsınız
Şükredin bulutların geçmediğine
Ele avuca bakıp küçülmeyin
Ürküp de sizi görecekler mi sanırsınız
Kuşlar sevmez uçmayı geceleyin
Koca adam sığınmış çoktan sessizce
Umudun bittiği yer orası belki
Denizden yudum yudum içip
Biraz söndürmekte hararetini
Kızgınlığı yakamozların geç gelişine
Serenadı güneşten beklemeyin
Ay fırsat bilip buluşur yerine
Kimseyi inandıramaz geceleyin
Kırmızının siyaha dönüşüne
İçerleniyor bir kiraz ağacı bir gonca
Ne çocuklara rastlanıyor ne serçelere
Tat aynı kadifelik aynı oysa
Rüzgâr gece bekçisi gibi dikilmekte
Düdük yapmış ağustos böceğini
Siz onlara kırılıp gücenmeyin
Yarın onlar bin bir özlemle
Belki koşup gelirler sabahleyin
Yıldızları güneşi denizi dolunayı
Bir bohça içinde gizlediğim
Bulutu gökyüzünü yağmuru ışığı
Niçin her dizede gezdirdiğim
Aslında gün gibi aşikâr
Onları düşünüp siz endişelenmeyin
Ümide gebe kalır belki yarınlar
Onsuz uyanmak çok zor sabahleyin
Dr.süreyya önder