Seneler önceydi. Safranbolu’ya büyüklerimizi ziyaret için gidiyorduk. Ereğli’den Zonguldak’a otobüsle sonra da Zonguldak’tan Karabük’e tren yolculuğu yapacaktık.

Zonguldak’tan ailece trene bindik bir kompartımana yerleştik. Oğlum henüz bir buçuk yaşlarındaydı. Yola çıktık sanırım Çaycuma’yı geçtikten sonraki bir ara istasyonda durduk. Yolcular bindi. Bir anne ve kız çocuğu da bizim kompartımana yerleşti. Görünüşlerinden maddi durumlarının çok iyi olmadığı anlaşılıyordu. Kız çocuklarını çok sevdiğim için dikkatlice baktım. İki yaşlarında sarışın, dalgalı saçlı, renkli gözlüydü ve çok sevimliydi. Annesiyle falan konuşuyorduk bir ara kıza tekrar gözüm takıldı. Durmadan oğlumun ayaklarındaki kırmızı ayakkabılara bakıyordu. Onun ayağındakilere baktım naylon eski ayakkabılar vardı. Çocuk sonra eliyle ayakkabıları okşamaya başladı ve eğildi yanaklarını ayakkabılara yasladı. Sanki yumuşak bir yastığa yatıyor gibi yüzünü sürtüyordu. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu.ne yapacağımı şaşırmıştım. Benim şaşkınlığım geçmeden tren bir diğer ara istasyonda durdu. Anne çocuğun elinden çekti çocuk arkasına bakarak kompartımandan çıktı ve anne kız o durakta indiler. Tren hareket ettikten sonra şaşkınlığımın yerini içimi burkan yakan bit pişmanlık sardı. Niye ayakkabıları o kız çocuğuna vermedim diye çok üzüldüm. Ben de zengin biri değildim ama oğluma yeniden bir ayakkabı alabilirdim. Günlerce üzüntü ve pişmanlıkla içim kavruldu. Yıllar geçti trendeki o aileyi kırmızı ayakkabılara sevgiyle bakan , renkli , ışıl ışıl parlayan o bir çift gözü unutamadım. İşte Umut Fenerindeki gönüllüler yolculuğuna o gözleri bulabilmek için çıktım. Daha bir çok gözlerin ihtiyaç sahibi olduğunu biliyorum. İşte bu insanların dertlerine çare olmak yalarına merhem olmak beni biraz da olsa mutlu kılıyor. Ama kırmızı ayakkabılara bakan sevgiyle bakan ışıl ışıl bir çift gözü hala bulamadım. O gözleri aramaya ömrüm boyunca devam edeceğim. Onları arama yolculuğunda birkaç insana faydalı olabilirsem ne mutlu bana…

Sakine BAHADIR
( Kırmızı Ayakkabı başlıklı yazı SakineBAHADIR tarafından 22.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu