Ah Keje!

Koydun beni hiçe

Gittin her gece!

        Şimdi ömrüm hep göz yaşı...

            O beni bırakıp gitti ama ben onu yine seviyorum. Yıldız kaydı diye yıldızları sevmeyecek miyim yani! Çiçek soldu diye çiçeklere düşman mı olacağım şimdi? Güneş battı diye güneşe küsecek miyim yani!

            Keje duy beni!

            Allah'ın yok mu senin?

            Keje, ömrümün esrarı! Sana o kadar değişik isimler takacağım ki ve onları yazılarımda o kadar çok kullanacağım ki en sonunda yitireceğim kimi sevdiğimi. Ancak böyle silerim belki de kalbime kazınan adını. Nasıl fikir ama?

            Beğenmedin, anladım.

            Sen uzaksın bana biliyorum.

            Tuzaksın.

            Keje desem kimse tanımaz seni. Sen bile bu satırları okurken "Keje'de kim?" diye diş bileyeceksin bana! Diş bile! Bile bile Keje diyorum sana zaten. Ben her gece düş biliyorum sana da ne oluyor? Hep düş kırıklığına düşüyorum.

            Keje, sarı kız demek  Kürtçe'de. Sen sarı değilsin değil mi? En sevdiğin çiçek papatyada değildir şimdi! Gözlerim bahar da değildir mutlaka! Kasım senin en yaralı olduğun ayındır, bunu ömrüm gibi biliyorum ve her kasım inan hüznünü dibine kadar yaşıyorum.

            Keje, gözlerime iyice bak, kendini göreceksin. Sakın kaçırma gözlerini gözlerimden, iyice odaklan seni bulacaksın. Gözlerimin tam ortası senin sarayın biliyor musun ve gözümde bebeğimsin anlıyor musun! Gözlerim senden başkasını görmüyor Keje! Sana açık başkasına kör! Gör bunu! Yüreğimi dinle bak nasıl da sana çarpıyor, nasıl da sana yaşıyor, nasıl da sana atıyor. Sadece dinlemen  gerek yüreğimi.

            Dudaklarıma bak Keje, oku ne diyor dudaklarım. Kulak kabart iyice ismini fısıldıyor Keje diye, duyuyor musun?

            Şimdi herkes merak ediyor Keje'yi. Etsin n'olacak ki? Hem kötü mü ki bu sesleniş? Herkesin aynileştiği yerde ben seni farklı kılıyorum. Seni sevmek zaten bu aşkın alameti farikası, ömrümün tek harikası, kalbimin haritası...

            Keje bana mı dönecek, beni mi sevecek? İmkanı yok bunun. Keje, yüreğimi alıp gidendir. Keje, aklımı alandır. beni bir hiç uğruna atandır, hüzne katandır, göz yaşına boğandır. Olsun bunlar bile bendeki Keje aşkını bitirmedi. Keje olacak duamdır.

            İnanın ben bile hiç görmedin Keje'yi, görmeden sevdim yani. Sesini sevdim, huyunu, suyunu, boyunu sevdim.

            Keje seviyorsun sende, biliyorum bunu.

            Çok uzaklarda da olsan hissediyorum seni.

            Umut bu gülme halime, geçme dalganı, çakma lafını içten içe.

            Yokluğun işkence...

            Ah Keje!

            Halim nice?

( Keje başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 11.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu