Gurbet çiçeği;
Papatyadan narin gülden kırılgan
Gülünce gözleriyle geceyi aydınlatan
Üzülünce çekilip bir köşeye
Gözleri yerine yüreğini kanatan
Gurbet çiçeği;
Hırçın denizlerin durulmuş yüzü
Sevilme duygusunun bahtsız öksüzü
Sevince kaf dağında ki anka kuşu
Kızınca hiddetiyle titretir dağı taşı
Öfkesi keskin bıçak
Kimseler bilmeyecek acısını
Can evinde taşıyacak…
Çocukluğu hasret
Gençliği gurbet
Aldığı her nefese
Misliyle ödedi diyet
Gurbet çiçeği;
En yamaç kırların vazgeçilmezi
Mor bulutların yorgun güneşi
Senide çekip aldı en tatlı uykundan
Bu yıkılası yaban eller
Senide zamansız soldurdu
Senide yanlış tanıdı
Yanlış anlattı tutulası o diller
Gurbet çiçeği;
Bin şiir dokur sevda masalından
Kah aşktan bahseder kah ayrılıktan
Yarınları umut kokar
Pişmanlık nedir bilmez
Mazisine başı dik bakar
Gurbet çiçeği;
Yalnızlığı tek gerçeği
Bilse de bir ömür sürecek
Ağlamaz rol gereği
Alışkın bu sahnelere
Alışkın sonu hüzünle kapanan perdelere
Alışkın çünkü;
Çocukluğu hasret
Gençliği gurbet
Aldığı her nefese
Misliyle ödedi diyet…