BİR GENÇLİK!
Necip Fazıl’ın, uğrunda ciğerinden kan
çekerek yırtındığı, paralandığı ve zindanlarda süründüğü; Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik…
Mehmet Akif’in namusunu emanet ettiği ve
bunu; “Âsım’ın nesli diyordum ya… Nesilmiş gerçek; / İşte çiğnetmedi namusunu
çiğnetmeyecek.” dizeleriyle ifade ettiği; Bir gençlik!
Kendini ve toplumunu bilen, özgüvenli,
sağlam bir ağacın kökleriyle toprağa sımsıkı bağlandığı gibi milli ve manevi
değerlerine bağlanan, Batı’nın milli benliğimizi kaybettirme oyunlarına alet
olmayan, Kuran’ın ilk emri olan “oku” ayetini kendine düstur edinen, vasıflı ve
kaliteli Bir gençlik!
Çağımızın en büyük gençlik sorunlarından
olan “Bana bulaşmayın da kime bulaşırsanız bulaşın” anlayışından uzaklaşacağız.
Bu ideoloji;
-Kişiyi
yalnızlaştır ve güçsüzleştirir.
-Kişinin birlik
beraberlik duygusunu köreltir.
-Kişinin
sorumluluk sahibi olmasını engeller.
Bu lanet virüsten kurtulup kendimize
güvendiğimiz ve inandığımız bir zirveye yerleşeceğiz. Aksi taktirde gençlik
ateşimiz amaçsız bir şekilde saman alevi gibi yanıp sönecektir…
İnşallah bulunduğumuz her yerde, her
ortamda ve her mecliste davranışlarımızla, hareketlerimizle, konuşmalarımızla, edep
ve adabımızla gençler olarak fert fert “Zaman
bendedir ve mekân bana emanettir” mesajını vereceğiz.
Biz istediğimiz ve inandığımız zaman
“gemileri karadan yürütüp, en sağlam kaleleri yerle bir ederiz”,“en kesif orduların
çağdaş toplarına ve tüfeklerine imanımızla karşı koyar, onları beklemedikleri, ummadıkları
anda denizin dibini boylatırız.” Yeter
ki biz inanalım, kendimize güvenelim.
Ceddimiz, Müslüman gençliğin sancağını nasıl
özgüven ve inançla taşıdıysa biz de devraldığımız o sancağı aynı şekilde
özgüveni tam, inancı yüksek, alnı ak başı dik bir şekilde taşıyacağız!
Kendi acziyetlerini gençlere güvenmemekle ifşa eden birtakım insanlara
da taşıyacağımız sancakla birlikte selam edeceğiz!