"Kapımıza değil, kalbimize vuran buyursun.." (Şems)
Kara kış mı daha
soğuk sevgilim, yoksa sensizlik mi? Üşüyorum.. Kutup ayazında kalbim,
ıssızlığının perde arkasında donuyorum, mevsimsiz zamanların alacakaranlığıyım
bugün.. Tut elimi.. Hadi, bırakma beni bir başıma, yalnız başıma, kendi başıma,
koyma beni bu kör olası yalnızlığın lanetli kollarına.. Bilirsin seni nasıl
sevdiğimi, peki bilmez misin nasıl özlediğimi? Tut elimi.. Bak dondu herbir
yanı yüreğimin yokluğunda.. Gölgemin koyuluğunda tüketiyorum sensizliği,
bitmiyor! Geçmiyor vakit, dinmiyor hasretin!
İstersen haber
vermeden gel.. Habersizce.. İstersen şimdi gel.. Hemen gel.. Bugün gel.. Bu
gece gel.. Sen sadece gel.. Bak ne haldeyim sen yokken ben, kendi gözlerinle
gör! Sar merhemi sen olan onulmaz yaralarımı, sil bir sana akan gözyaşlarımı,
topla avuçlarımdan can kırıklarımı, kurtar beni dipsiz kuyulardan, sar beni
sımsıkı sıcaklığında.. Mevsimleri bekleme, seneleri ekleme, gururunu üzerinden
soyun da gel.. Hatalarımı affet de gel, cahilliğime ver de gel, yanlışlarımı
sil de gel, sevdamı bil de gel.. Gel sevgilim, donmadan bu yürek daha
fazla!
Baktım her yolum
sana çıkıyor, ne yana dönersem döneyim sen varsın ömrümde.. Baktım her yanım
"sen" diye kanıyor, kime bakarsam bakayım hep sen varsın gözlerimde..
Baktım bu yürek sen varsan atıyor, sen varsan yaşıyor, sen yoksan feriştahı
gelse nafile.. Baktım kıldığım her rekatın duası sen, baktım ettiğim her duanın
başrolünde sen, baktım sabah ilk sözüm gece son dileğim bir tek sen.. Alnımda
ismin, kulağımda sesin, bakmaya kıyamadığım güzelliğin, sen benim değişmez
kaderimsin.. Gel sevgilim, ölümlerin en kötüsüyle cezalandırmadan beni..
Adın en güzel
kelimedir seninle dolu dağarcığımda, ezberimdesin her nefes alışımda, vazgeçer
miyim sanıyorsun ben senden velev ki bu sevda uğruna başımı kesseler giyotinde,
sallandırsalar ibreti alem olsun diye darağacında.. Ne büyük bir mutluluktur
bana! Ölüm bile kutsaldır senin yoluna; çıkabilir miyim sanıyorsun aşkının
şehidi olmaktan daha yüksek daha ulu bir makama? Senin varlığın bana sevgilim,
bu dünyadaki cennet; öyleyse gel artık sevgilim, ateşlerden azad et, cehennem
ateşlerinde sensizliğin özlemiyle yanan bu yüreği kurtar, cennetinle beni
lütfet..
Sensizliğin üç – beş
nöbetindeyim, vakit sabaha daha çok var! Gel neredeysen, gel de dindir bu
hasreti sevgili yar.. Gözlerim kan çanağı, uykularım darmadağın, sokaklar sus
pus, gökyüzü yıldızsız, her yer karanlık, adım adım fersah fersah arşınlıyorum
sensiz bir anlam ifade etmeyen bu lanet olası şehrin caddelerini düşüncelerim
bulanık; gel artık sevgili, acıtıyor aşkın, dinmiyor sol yanımdaki keskin sancın..
Yüreğim yetim, yüreğim öksüz, yüreğim koca dünyada kimsesiz, varsın yıkılsın bu
dünya varsın yansın bu dünya eğer ki hayat geçecekse sensiz..
Müezzin yanık
sesiyle doldururken yeni bir günün sabah sessizliğini, çarpık kentleşmenin
babasız çocuğu bu biçimsiz sokakların yağmur çukurlarıyla yaralı taş toprak
yollarında beynimin odaları seninle doluyken ayaklarımın götürdüğü yerlerde
dolanıyorum gölgem ardımda bir başıma seni ararken gözlerim turuncu kızıllığın
maviyle buluştuğu uykuya haram bir gecenin gün doğumunda.. Bak; turuncu ile
mavi bir oluyor, hem de hemen her gün hasretle, kucaklaşıyorlar birbirlerine
özlemle, hem sabah şafağında hem de akşam demlerinde.. Gel sevgilim, gel bana
artık sen de; iki yürek tek beden olalım seninle!
Bir hayat kaldıysa
eğer yaşanacak, tek bir gün bile olsa bu, sadece seninle olmalı, yalnızca
seninle olmalı.. Nasıl senden öncesi yoksa zihnimde, senden sonrası da yok
ömrümde.. Seninle başlayan bu hayat takvimim, seninle sürecek, seninle son
bulacak sevgilim.. Miladımsın! Ondandır bu ısrarım gelişine, ondandır bu
ısrarım dönmemeye yeniden o herşeyin anlamsız o herşeyin manasız o herşeyin
karanlıktan ibaret olduğu cahiliyye devrime.. Gel sevgilim, yüreği yüreğimin
sahibi ömrümce, gel de güneşim ol, çöz buzlarımı kutsal sevginle..
Sensizlik zor.. Çok
zor.. Ama sensizliğin ne kadar zor olduğunu bana sor sevgilim.. Sensizlik bir o
kadar da soğuk.. Çok soğuk.. Heyhat! Kara kışlar ne kalmış sensizliğin yanında!
En yüksek dağın zirvesine tırmanıp seni seviyorum diye haykırarak kendini
boşluğa bırakmak şimdi sensizlik.. Çöl ortasında akbabalara yem olmayı
beklerken susuzluktan kendinden geçmiş bedevinin gördüğü serap şimdi
sensizlik.. Tek başına düşman ordusuna kafa tutan mağrur savaşçıların bile bile
ölüme gitmesi şimdi sensizlik.. Sonunda hep ölüm olacağını bile bile hasretini
büyütmek damarlarımda sensizlik.. Gel sevgilim, bu beden yokluklara karışmadan
gel.. Gel sevgilim, sensizlik üzerime yapışmadan gel.. Çünkü ben seni çok seviyorum..
"Aşkı
kalem yazmazki kitaplarda bulasın.." Şems