Yeditepeli İstanbul
* Yedi Tepeli İstanbul *
Yalanlarla boyadın koca dünyayı
özgürlük koydun adına, trajik bir roman
biraz daha yaklaşıyorsun, Eylül'ü şafağından öpüyorsun
Çamlıca'dan yükselen bir gece feneri gövden
gülerek bakıyorsun uzaklara, kirpiklerine rüzgâr düşüyor
Aşk, bir bakışla durdurur zamanı
öylesine karırışık bir meze ki, sarhoş eder insanı
İstanbul'u dinliyor, küçücük çocuksu ellerrin
eğilip baktın mı hiç, beni sana tuttular
birikmiş yılların kokusu var çivilenen sesimde
ben hiç ağırlık olmadım ki sana
adalara bakarak geçerdim, kıyılar hep benimdi.
Yalanım yok,
ben senden öğrendim, yedi tepeli İstanbul'u
her anısı ayrı bir sevda
sen konuştukça, düşümde görüyorum seni
birden Beyoğlun'da kaybolup gidiyorsun
bir vapur kalkıyor Emirgan'dan Üsküdar'a
birazdan martılar havalanır çığlık... çığlığa
bir efkar basıyor, ne kadar istemesen de
(öyleyse dostlar bırakın bu iki yüzlülükleri)
o kadar çok şey var ki bu güzel dünyada
dinlerken Münir Nurettin'i, Zeki Müren'i
bütün mevsimler bütünleşiyor içimde
umutla arayışların giderek tükendiği,
o köhne limanda.
Nuri Dağdelen
.
(
Yeditepeli İstanbul başlıklı yazı
Öz tarafından
24.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.