Dün gece
Isıtırken düşlerimi mehtabın gölgesinde
Menekşenin dalında dönüyordu pervane
Astığım adakların eteklerinde;
Biteviye
Yokluğun varlığımda bilmece
Dün gece
Okuduğum romandan dörtnala fırlıyordu süvari
Yaklaşan nal sesleri kulağımda ince ince
Elimi tutan kahramanı;
Yiğit, çakır efe
Birkaç yorgun harfin esiri
Satırlar arasına saklanan gizli özne
Dün gece
Avuçladım özlemi dinlediğim baladın öyküsünde
Boğazıma düğümledim yükselen keman tizini
Yutağımda boğum boğum
Akıttım göz çukurlarıma ;
Öylece
Damla damla biriktirdiğim her mısrada
Yokluğunu doldurdum saydam fanuslara
Lebalep doyum doyum
Lirik bir şarabı yudumladım sonra hece hece
Dün gece
Soğuk ve karanlık odamın penceresinde
Alazladığım kırıklarımı kanattım;
Delice
Akrep yelkovana yetişme derdinde
Merhabaya hasret yıllar sesinde
Dün gece
Kirpiğimde salladım soluk bir resmi
Kimliği belirsiz dillerin lehçesinde;
Ağıt söylemli ninnilerle
Masallar anlattım bükün vurgunu yemiş kelimelerle
Lal dilim döndüğünce
Avuttum anlamsız yalnızlığı sessizce
Dün gece
Göz kapaklarımda uyuttum sensizliği
Ayaz mevsimin ıssızlığında gizlice